Osman Aydoğan


Muhyiddin Abdal  

Muhyiddin Abdal 16. yüzyıl kaynaklarında ismi geçen tasavvuf edebiyatının önemli şairlerindendir.


Muhyiddin Abdal  

Muhyiddin Abdal 16. yüzyıl kaynaklarında ismi geçen tasavvuf edebiyatının önemli şairlerindendir. Bektaşî ulularından biri olarak kabul edilir.

Edirne ile Kırklareli arasında yer alan ve eski adı Çöke olan Hacıdanişment Köyü’nde yaşamış olduğu bilinir. Muhyiddin Abdal ‘’Seyrannâme’’ isimli şiirinde, şiire Çöke'den başlar ve pek çok yeri gezdikten sonra tekrar Çöke'ye döner. Bütün yaşamı boyunca belde belde dolaştığı ve 1529 yılında vefat ettiği tahmin edilir… Günümüzde "Muhyiddin Baba Türbesi" olduğu söylenen yer ise Edirne'nin Lalapaşa ilçesine bağlı Hacıdanişment ile Vaysal köyleri arasında bulunan "Muhittin Baba Tepesi"ndedir…

Muhyiddin Abdal  şiirlerinde, Hallâc-ı Mansûr, Seyyid Nesimî, Fazlullah, Hacı Bektaş Velî, Otman (Utman) Baba, Şahkulu, Kumral Baba ve Akyazılı gibi Kalenderîlerin ve Bektaşîlerin ulu saydıkları kimselerden bahseder. Hece vezni ile Hurufi anlayışta yazdığı şiirlerini küçük bir divanda toplar. Çukurova Üniversitesinde araştırmacı Bayram Durbilmez tarafından 1998 yılında “Muhyiddin Abdal Divânı’’ adlı bir doktora tezi yapılır. Muhyiddin Abdal'ın bütün şiirleri bu tezde yer alır… Bir de yazar İbrahim Aslanoğlu’nun Muhyiddin Abdal'ın hayatını anlattığı ve divânına yer verdiği ‘’Muhyiddin Abdal’’ (Can Yayınları, 2007) isminde bir kitabı var. Ne yazık ki bu iki eser dışında Muhyiddin Abdal hakkında yayınlanmış başka eser yoktur.

İnsan İnsan 

Fazıl Say, gençlik yıllarında; Ömer Hayyam, Nâzım Hikmet, Metin Altıok, Cemal Süreya, Orhan Veli Kanık, Can Yücel, Pîr Sultan Abdal ve Muhyiddin Abdal’ın şiirlerinden bestelediği eserlerini 2013 yılında çıkardığı ‘’İlk Şarkılar’’ isimli albümünde yer verir...

Fazıl Say'ın bu albümünde Muhyiddin Abdal Divânı'nda bulunan ‘’İnsan insan’’ isimli şiiri de yer alır... Fazıl Say tarafından bestelenen bu eser; Güvenç Dağüstün, Cem Adrian, Selva Erdener ve Burcu Uyar tarafından seslendirilir. Bu eserin bağlantısını ve şiirin tamamını yazımın sonunda veriyorum… Arkasından da meraklıları için şairin ‘’Zahid bizi ta'n eyleme’’ ve ''Seyrannâme'' isimli şiirlerini veriyorum...

Bu günler gayri güz günleri… Hava artık kapalı, kasvetli, yağmurlu, gamlı ve kasvetli… Zaman gamı kederi, kasveti bırakıp bu şaheseri dinleme ve şiir üzerinde düşünme zamanı diye düşünüyorum… 

İnsan nedir, can nedir, iman nedir, güman nedir, eren nedir, erkân nedir, mihman nedir, mümin nedir, münkir nedir, ayan nedir, pinhan nedir, nişan nedir, her ne kadar sözlük anlamını şiirin başında verdimse de itiraf edeyim ki gerçek anlamlarını ben bu yaşa geldim ama ben hala bilemedim…

‘’Kendüzünde buldu bulan
Bulmadı taşrada kalan
Mü’minin kalbinde olan
İman nedir şimdi bildim…’’