Osman Aydoğan


MİHRİBAN (2)


Bu şiir türküye dönüşünce de duymayan kalmaz, tabi Mihriban da. Bir mektup yazar Abdurrahim´e ?Unutmak kolay değil? der. Abdurrahim ikinci bir şiir yazar: ?´Unutmak kolay mı?? deme, Unutursun Mihriban´ım. Oğlun, kızın olsun hele Unutursun Mihriban´ım. Zaman erir kelep kelep.. Meyve dalında kalmaz hep. Unutturur birçok sebep, Unutursun Mihriban´ım. Yıllar sinene yaslanır; Hatıraların paslanır. Bu deli gönlün uslanır... Unutursun Mihriban´ım. Süt emerdin gündüz-gece Unuttun ya, büyüyünce... Ha işte tıpkı öylece Unutursun Mihriban´ım. Gün geçer, azalır sevgi; Değişir her şeyin rengi Bugün değil, yarın belki Unutursun Mihriban´ım. Düzen böyle bu gemide; Eskiler yiter yenide. Beni değil, sen seni de Unutursun Mihriban´ım. Mistik bir olgunlukla, ´´son bir kez´´ diyor Abdurrahim Karakoç, ´´son bir kez daha görmek istemezdim. O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın.? ?Bazen aklıma düşüyor. Ben ´unutursun´ diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor... O bir mektup üzerine yazılmıştır. Benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım. ´Unutmak kolay mı´ başlığı mektubun.´´ ? ´Unutmak kolay mı deme Unutursun Mihriban´ım´ diyorum.´´ ? ´Düzen böyle bu gemide Eskiler yiter yeni de Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban´ım´ dedim..´´ Mihriban, Farsça kökenli bir kelimedir. Şefkatli, merhametli, muhabbetli, güler yüzlü, yumuşak huylu anlamındadır. Ancak gerçekte Mihriban´ların hikâyesi hiç de şefkatli, merhametli, muhabbetli, güler yüzlü, yumuşak huylu değildir. Abdurrahim Karakoç şiirinde gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslenmişti sevdiceğine. Adı başka olsa da Mihriban, saçları siyah olsa da Mihriban, yüreğimizi çalan herkes Mihriban, çözemediklerimiz, çözülmiyenler Mihriban? Ve Mihriban türküsünü de en iyi Musa Eroğlu söylerdi? Sanki büyü gibi bir türküdür?. Musa Eroğlu sazıyla, diliyle, ağzıyla söylerken siz içinizden, kalbinizden, yüreğinizden, ruhuzdan söylersiniz: Mihribaaaaaaannn, Mihribaaaaaaannn, Mihriban?. Ve gözlerinizden kimseciklerin görmediği yaşlar süzülür... Çünkü kabuk bağlamış yaralar var içinizde. İşte bu türküler bu kabukları yumuşatmadan, enfeksiyon kapar mı diye düşünmeden, dezenfekte etmeden çok sert bir şekilde kopartıp atıyor... Hüzünlenmeniz ağlamanız işte bundan? Mihribaaaaaaannn, Mihribaaaaaaannn, Mihriban?. ? ´Düzen böyle bu gemide Eskiler yiter yeni de Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban´ım´´ Sen de unutuldun be Şair Abdurrahim Karakoç... Hem de fikirdaşların tarafından... Hem de yandaşların tarafından.... Dün mezarını gidip de kaç kişi ziyaret etti seni? Senin de söylediğin gibi ´´Düzen böyle bu gemide´´! Âşık Mahzuni Şerif´in hemşehrisi idi. Belki gelecekte kültür hayatımızın belkemiği şairlerimizi, ozanlarımızı, edebiyatçılarımızı siyasi görüşlerinden bağımsız olarak anarız. Bu konudaki düşüncemi onun ´´Yakarış´´ isimli şiirinden bir dizeyle anlatayım: ´´Umudum her zaman bâkidir ama zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun.´´ Fikir dünyama değil de duygu dünyama hitap eden gerçek bir halk ozanı idi Abdurrahim Karakoç... Allah rahmet eylesin...