Osman Aydoğan


Mephisto -6-

Klaus Mann Höfgen’i anlattığı romanının ismini “Mephisto” vermesi de tesadüf değildir


Klaus Mann Höfgen’i anlattığı romanının ismini “Mephisto” vermesi de tesadüf değildir… Yazımın girişinde Mephisto isminin ilk olarak Goethe’nin Faus’tunda geçtiğini söylemiştim. Goethe’de Faust, yaşamını belirli idealler üzerine kuran ve onlardan şaşmayan bir karakterdir. Karşısına çıkan Mephisto ise onu bütünlüklü bilgiye ulaştırabileceğini söyleyerek Faust’un yaşadıkları ideallerinden uzaklaşmasını sağlar… Faust’un ruhuna karşılık şeytanla yaptığı bu anlaşma onun insani özelliklerini kaybetmesine yol açar. Orta çağdaki Goethe’nin Faust’un ruhunu ele geçiren Mephisto ile Höfgen’in ruhunu kontrol altına alan despot Nazi rejimi aslında aynı özellikler sahiptir. Klaus Mann, Höfgen karakterinin şahsında evrensel bir gerçeği işaret eder: Baskı ve despot dönemleri bir yandan dalga dalga korku kültürü yayarken diğer yandan da halka halka fırsatçılar ve çıkarcılar yaratır… Baskı dönemlerinde, iktidarın ideolojisi dâhil ideolojilerin bir anlamı kalmaz… Çıkar karşısında iktidarlar da muhalifler de ideolojilerini bir gömlek gibi değiştirilebilirler… Romanın sonunda kötülük         sıradanlaşır…   Faşist rejim öylesine cezbedici zehirli bir mıknatıs halindedir ki, daha önce bu sayfalarda anlattığım gibi Birinci Dünya Savaşı'nın Almanlara karşı savaşan Fransız milli kahramanı Maraşel Henri Philippe Pétain, İkinci Dünya Savaşında Faşizm yanlısı, Nazi işbirlikçisi bir hain haline gelir... Mephisto Filmi Mephisto, Macar yönetmen István Szábo tarafından filme alınır ve film 1981 yılında tamamlanır… Film aynı yıl ‘’en iyi yabancı film’’ dalında Oscar ödülünü alır… Szábo’nun ‘’Mephisto’’ filmi sinema sanatının ve tarihinin önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir… Filmde, Hendrik Höfgen karakterini meşhur Avusturyalı oyuncu Klaus Maria Brandauer canlandırır… Romanda da olduğu gibi Nazilerin iktidara geliş sürecinde Berlin Devlet Tiyatrosunda Faust oyununda ki Mephisto karakteriyle ünlü olmuş Klaus Maria Brandauer’in bir sosyalistken Nazi işbirlikçisine dönüşmesi, ruhunu şeytana satması ve Faşizm in bir dişlisi haline gelme sürecini anlatılır… Filmde ayrıca Faşist bir yönetim iktidardayken sanatın nasıl baskı altına alındığını çok güzel bir şekilde verilir… Ve günümüz… TV ekranlarına, medyaya, sosyal medyaya, bürokrasideki basamaklara, iş hayatına, üniversitelere, yargıya, siyasete, ticarete, mafyaya, yazara, yazmayana, çizere, çizmeyene ve çevrenize dikkatlice bakarsanız eğer ülkede bir değil onlarca, yüzlerce, binlerce, onbinlerce ve yüzbinlerce kişinin Hendrik Höfgen karakterine bürünerek bir nasıl Mephisto’laştığını görürsünüz... Çünkü kötülüğün sıradanlaştığı yerde iyi, erdemli ve dürüst kalabilmek neredeyse imkânsız hale gelir…