Oğuz Gümüşkaynak


Masal bu ya


Bir varmış bir yokmuş. Ülkenin birinde bilge yüce ilahi güçlerin yardımıyla ülkenin başına geçmiş bir kral varmış. Kral ülkenin başına gelene kadar ülke fakir yoksul ama kral daha fakir daha yoksulmuş. Ülkede modern binalar varmış. Varmış ama binalarda oturanların evinde buzdolabı fırın çeşme otomobil yokmuş. Kral iktidara gelene kadar halk yiyeceklerini evlerinin soğuk olan köşelerinde saklarmış yemeklerini ise binaların önüne yaptıkları taştan ocaklarla pişirirlermiş. İş yerlerine at arabalarıyla giderlermiş ve hatta ülkede ibadet diye bir şey yokmuş. Birde bu ülke Müslüman ülkeymiş kraldan önceki kayıtlarda böyle diyormuş kimsede namaz niyaz yokmuş. Hiç kimse ibadet diye bir şeyi akıllarına bile getiremezmiş bazıları aya güneşe ateşe taparmış. Camiler varmış ama orada içki içilirmiş ve CHP diye bir parti varmış kraldan önce camileri ahır yapmış kralla birlikte fırınlar buzdolapları ibadetler her şey yerli yerine oturmuş. Her evde buzdolabı çamaşır makinaları fırınlar yetmedi herkesin kapısında iki otomobil herkes suyu dereden kuyudan evine taşırken herkesin evinde çeşmeler banyolar telefonlar bile kralın sayesinde olmuş kral bu kardeşim kral ötesinde Allah´ın bütün vasıflarını üzerine toplamış her gün her şeye zam geliyor. Yabancı kurlar katlamışta katlamış ama halk son derece mutlu imiş. Kraldan önce çalışanlar devletten maaş bile alamazmış ama kral hem maaş ödetmiş hem de emeklisine ikramiye vermiş. Kral İslamiyet´i ülkesine getirdi ya ümmetin lideri ya kesmemiş kendi halkının mutluluğu kralı hemen yanı başından ülkenin dört milyon yoksul insanını ülkesine almış maaş vermiş ev vermiş onlarında mutluluğunu görmüş bakmış ki çalışan insan sayısı çok ülkedeki devletin fabrikalarını tek tek satmış. Yollar yapmış paralı köprüler yapmış paralı hastanelerde sıra çok diye hastaneleri paralı yapmış parası olan yaşasın paralı olmayan ölsün gariban sıra beklemesin demiş ülkede samandan soğana soğandan samırsağa kadar her şey dışardan gelmeye başlamış. Sonunda akıllı bilge lider demiş ki fabrikadaki işçi boşta tarladaki çiftçi, boşta ne yapacak bunlar ilahı düşüncesiyle bunlara da bir güzellik yapmış.  Kahvesi çayı keki benden demiş satılan fabrikalardaki ekilmeyen tarlalardaki nankörler için kıraathaneler açacakmış kralın halkı çok nankörmüş ya bütün bu iyilikleri görmezden geliyormuş. Mazallah Allah böyle bir kraldan ülkemizi korusun değil mi?