Osman Aydoğan


Malèna


Senaryosunu İtalyan senarist Luciano Vincenzoni´nin yazdığı, Sicilyalı yönetmen Giuseppe Tornatore´nun yönettiği, İtalyan müzisyen Ennio Morricone´nin film müziğini yaptığı ve başrolünü de Monica Belluci´nin oynadığı 2000 yılı İtalyan-Alman ortak yapımı olan, aynı yıl Oscar´a aday gösterilen bir sinema filmi var: Malèna. Bu film,1999 yılında Sicilya adasındaki Castelcuto sahilinde çekilir... Film kısaca; İkinci Dünya Savaşı sırasında Sicilya´nın küçük bir kasabasında savaşın dul bıraktığı bir kadını, toplumun bu kadına bakışını ve ergenlik cağındaki bir çocuğun da bu kadına olan platonik aşkını ve bu kadın hakkındaki hayallerini anlatır. Dul kadın, savaş şartlarında kasabanın baskısı, dedikodusu, riyası, fitnesi ve iftirası sonucu aç kalmamak için nihayetinde kötü yola düşer. Sonunda da Maria Magdalena´nın (*) akıbetine uğrar... Filmin arka fonunda ise İtalyan faşizminin sosyal ilişkileri ve yıkılışı anlatılır? Başka bir deyimle film dönemin, 1940 ve 1950´li yılların İtalya´sını anlatır. Bu yönüyle bizden örnek verecek olursak film; tolumun değer yargıları açısından ?´Vurun Kahpeye´´, bir ergen çocuğun gözünden de ?´Fahriye Abla´´ filmlerini çağrıştırır? Filmin konusu kısaca bu şekilde ama filmin verdiği mesaj çok daha uzun ve derinliklidir... Öncelikle film; kadın, namus, ahlak, din ve siyaset konularında toplumun iki yüzlülüğünü ve toplumun bu konularda yerlerde sürünen değer yargılarını eleştirir... Film, İtalyan halkının hiç de Bella Ciao şarkısında geçen İtalyan halkı olmadığını gözler önüne serer... Filmin görüntü yönetimi çok güzeldir. Filmde bolca güzel sokaklar, güzel evler, hoş renkler sergilenir. Hemen hemen tüm sahneler pastel renklerin hâkim olduğu birer sanat eseri gibidir. Filmin müziği de bu esere uygun güzelliktedir. Ancak filmi film yapan, insana sadece onun için bu film izlenir dedirten bir unsur vardır: O da filmin başrol oyuncusu Malèna rolündeki ve bu filmi ile tanınan İtalyan sinema oyuncusu Monica Belluci´dir? Monica Belluci film boyunca birkaç cümle hariç hemen hemen hiç konuşmaz ancak Monica Belluci, mükemmel yüzü ve fiziği ile filmi sadece bedeni üzerinden mükemmel bir şekilde canlandırır? Monica Belluci´nin filmde caddelerden endamıyla bir sülün gibi süzüle süzüle yürüyüşleri akıllarda kalır. Monica Belluci bu filmde bir kadının nasıl yürümesi gerektiği konusunda sanki ders verir? Filmin sonuna doğru Malèna´nın savaşta öldü sanılan kocası Nino döner. Kısa bir süre önce bu sayfada Alman yazar Wolfgang Borchert?in ?´Kapıların Dışında´´ isimli oyunundan bahsetmiştim. Wolfgang Borchert bu oyununda yine İkinci Dünya Savaşından dönen Beckmann´ın hikâyesini anlatırdı. Beckmann ölülerin diyarından tesadüfen geri dönmüştür. Döndüğü yerde ne eşi ne evi ne de ülkesi bıraktığı gibidir. Bu filmde de Beckmann gibi Malèna´nın savaşta öldü sanılan kocası Nino döndüğünde de ne eşi ne evi ne de ülkesi bıraktığı gibidir. İşte filmin bundan sonrasında içinizi bir acı kaplar, burnunuzun direği sızlar, yüreğiniz burkulur, gözleriniz yaşarır? Aslında filmden sonra içiniz daha bir acır, burnunuzun direği daha bir sızlar, yüreğiniz daha bir burkulur, gözleriniz daha bir yaşarır... Yazımın başında filmin; kadın, namus, ahlak, din ve siyaset konularında toplumun iki yüzlülüğünü ve yerlerde sürünen değer yargıları ile dönemin İtalya´sını anlattığını söylemiştim ya? İçinizi daha bir acıtan, burnunuzun direğini daha bir sızlatan, yüreğinizi daha bir burkan, gözlerinizi daha bir yaşartan şey filmin aslında bu yönleriyle de günümüz Türkiye´sini anlatıyor olmasıdır... Bu hafta sonu boşverin kapalı hava gibi gamı, kederi, kasveti, Amerikanı, İran´ı, Körfezi, seçimi, hakkı, hukuku, adaleti... Bu filmi izleyin derim... Sizlere güzel bir hafta sonu dilerim...