Osman Aydoğan


La Paloma


?´Hayat ileriye doğru yaşanır, ancak geriye doğru anlaşılır´´ derler. ?´Geleceğe ilişkin öngörüler kökleri tarihte olan ve buradan beslenen bitkiler gibidir´´ derler? ´´Tarihi kök bilgiler, tarihi figürler ve tarihi motifler, güçlü bir ağacın kökleri gibi bir toplumu ayakta tutan ve besleyen unsurlardır´´ derler... Derler de derler... Daha çok şey derler de ben şimdilik bu kadarı ile yetineyim... Ben de biliyorsunuz bu düstura sadık kalarak konuları tarihe bağlamayı ve tarihte geriye gitmeyi pek severim... Bu sitede sizlere Kudüs konusunu anlatacağım diye daha geçen hafta teee üç bin yıl geriye giderek Buhtunnasır´ı anlatmaya çalışmıştım... Basit bir pop şarkısı olan Delilah (Dilayla)´ı anlatmak için ise yine geçen hafta tarihte daha bir geriye, teee üç bin iki yüz yıl geriye giderek ´´Delilah´´ (Dilayla) isminin hikayesini ve ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmıştım... Bu sefer de, o kadar değilse bile iki bin beş yüz yıl geriye giderek yine çok sevilen bir folk şarkısının hikâyesini anlatmak istiyorum... Anlatacağım bu folk şarkısının hikâyesi Nuh tufanındaki ?´güvercin´´ efsanesinden sonra Batı kültüründe bulunan ikinci bir ´´güvercin´´ efsanesine dayanır. M.Ö. 492 yılında geçen bu ´´güvercin´´ efsanesi şu şekildedir: Pers Kralı Büyük Kiros´un oğlu Smerdis´in hükümdarlığı zamanında ölümsüzlerin komutanı olan General Darius, Smerdis´e karşı isyan bayrağı açar, soylularla birleşerek Smerdis´i devirir ve kral olur. Pers Kralı Kiros Asya´da gidebileceği en uç noktaya dek gitmiş ve orada ölmüştü. Darius kral olunca imparatorluğu Avrupa yönünde genişletmeye karar verir... Batı Anadolu´da İyonların isyanı, Perslerin dikkatini bu yöne çeker. İsyanı Yunan kentlerinin desteklediği anlaşılınca Darius Ege´nin karşı yakasına sefer kararı alır. İşte Darius´un Ege´nin karşı yakasına yaptığı bu sefer esnasında bir Pers gemisi Athos dağı sahilinde fırtınaya yakalanır ve gemi dağa çarpıp, parçalanarak batar. Gemi batarken gemiden bir güvercin sürüsü havalanır. Başlangıçta bu kuşların batan gemideki denizcilerin ruhları olduğunu düşünülür. Ancak gerçek daha farklıdır. Her güvercin gemideki denizcilerden birine aittir. Ve bu güvercinler onların evlerine acı haberi götürmekle görevlidirler. Güvercin, ayağına bağlı bir mektup olmadan evine dönerse geminin battığı ve sahibinin öldüğü anlaşılacaktır. O zamandan beri tek başına uçan bir güvercin, böyle acı bir haberin sembolü olarak hatırlanır. ?´La Paloma´´ isminde de bir İspanyol folk şarkısı vardır. İşte bu ´´La Paloma´´ şarkısının teması da anlattığım bu ´´güvercin´´ efsanesine dayanır. ´´La Paloma´´; İspanyolca barış sembolü olan ´´güvercin´´ demekti... ´´La Paloma´´; dünya çapında bir özlemi anlatırdı; güvercin sembolünde birleşen barışı... ´´La Paloma´´, 1861 yılında Küba´yı ziyaret eden Basklı müzisyen Sebastián Iradier tarafından 1863 yılında bestelenen ve ´´Habaneras´´ (´´Küba´dan gelen´´ anlamında) adı verilen bir İspanyol folk müziğidir. Şarkı genellikle İspanyolca, Fransızca ve Almanca dillerinde söyleniyor... ´´Müzik evrenseldir´´ derler ya işte bu sözü ispatlarcasına bu şarkının tüm dünyada iki bin civarında yorumunun olduğu tahmin ediliyor. Her dilde farklı sözlerle söylenmiş? Her dilde farklı söylenirken her ses tonu şarkıya farklı etkiler bırakmış. Kiminde derin bir hüzün, kiminde ise neşe dile getirilmiş... Bu şarkı Meksika´da çok popüler olmuş ve Meksikalı devrimcilerin dilinden düşmemiş. Latin Amerika ülkelerinde özgürlüğün, aşkın ve kardeşliğin melodisi olmuş, Zanzibar´da düğün müziği olmuş, Romanya´da cenaze marşı, Meksika´da isyan şarkısı, Almanya´da gemici ağıtı olmuş... Ben Almancasını daha çok seviyorum; belki de anladığımdan, bu dile olan hâkimiyetimden, belki de Almancasındaki duygusal hüzünlü sözlerinden, belki de sadece Almanca sözlerinin girişte anlattığım güvercin efsanesini anlattığından?