Osman Aydoğan


Kul Nesimî (2)


Sorma Be Birader Mezhebimizi Sorma be birader mezhebimizi Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır Çağırma meclis-i riyâya (ikiyüzlü) bizi Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır Biz müftü bilmeyiz fetva bilmeyiz Kıyl-ü kal (çiğ laf /boşboğazlık) bilmeyiz ifta (fetva verme) bilmeyiz Hakikat bahsinde hata bilmeyiz Şah-ı Merdan gibi ulumuz vardır Nesîmî esrârı fâs etme (gizini açıklama) sakın Ne bilsin ham ervah (ham ruhlar) likasın Hakk´ın Hakk´ı bilmeyene Hak olmaz yakın Bizim hak katında elimiz ( yerimiz, yurdumuz) vardır. Minnet Eylemem Hâr içinde biten gonca güle minnet eylemem Arabi Farisi bilmem, dile minnet eylemem Sırat-i müstakim üzre gözetirim Rahîm´i iblisin talim ettiği yola minnet eylemem. Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına Rızkımı veren Huda´dır kula minnet eylemem. Oy Nesimî, can Nesimî ol Ganî mihmân iken Yarın şefaatlerim Ahmed-i Muhtar iken Cümlenin rızkını veren ol Ganî settar iken Yeryüzünün halifesi hünkâra minnet eylemem. Sırat-i müstakim: Doğru yol, dosdoğru yol. Hâr: Diken. Rahîm: Kur´an´da geçen Allah´ın 99 adından biridir. Bağışlayıcı, sevdiklerine ve müminlere âhirette merhamet eden, onları koruyan, onlara acıyan demektir. Ganî: Kur´an´da geçen Allah´ın 99 adından biridir, çok zengin, hiçbir şeye muhtaç olmayan demektir. Mihmân: Gönül misafiri. Ahmed-i Muhtar: Hz. Muhammed´in güzel isimlerinden birisidir. Settar: Allah´ın isimlerinden olup "ayıpları örten" anlamındadır. Kul Nesimî´nin yaşadığı 17. yüzyıldan bugüne dört yüzyıl geçti. O günden bu güne bu coğrafyada yaşayanlar da çok ama çok değiştiler. Kul Nesimî´nin aksine o hale geldiler ki bu coğrafyada yaşayanlar; dile ve dine minneti olanların arasında kahroldular, iblisin talim ettiği yollarda iblislerden dar oldular, kula minnetli harislerden har oldular, yeryüzü halifesi hünkâra tabilerden düçar oldular, rahimi, hüdayı, settarı, rezzakı dilde sakız, gönülde nakıs edenlerden bizar oldular... Kul Nesimî günümüzde de yaşasaydı eğer bu şiirlerini kelimesini dahi değiştirmeden tekrar yazardı. Bu şiirlerin her bir kelimesi günümüzü anlatmaktadır. Çünkü; bir acaip derde düştük herkes gitmektedir kârına... Bugün bulup bugün yiyoruz, Hak kerimdir yarına... Allah rahmet eylesin.