Osman Aydoğan


Kudüs başkent ilan edilirken (5)


Hep söylerim ya ´´sanat ve edebiyat hayatın aynasıdır´´ diye, ´´sanatçılar çağının tanığıdır´´ diye? Ama önce bu ilgiyi gösterebilmek için dünkü yazımdan bir bölüm aktarmam lazım? Dün yazdığım ?´Kudüs başkent ilan edilirken´´ isimli yazımın sonunda şunları yazmıştım: ?´Daha dün, evet dün İsrail´in baş düşmanı ve Filistin´in en büyük destekçisi Saddam´lı Irak idi? Hatırlarsınız değil mi Körfez Savaşında Saddam Hüseyin´in İsral´e Scud füzeleri gönderdiğini? ABD Saddam´ı ve Irak´ı yok ederken yani ABD İsrail´in baş düşmanını ve dünyadaki Filistin´in en büyük destekçisini ortadan kaldırırken ABD´ye en büyük desteği Türkiye´den Suudilere Müslüman devletler sağlıyordu.. Daha dün, evet dün İsrail´in ikinci baş düşmanı ve Filistin davasının ikinci en yılmaz savunucusu Kaddafi´li Libya idi? ABD tarafından Kaddafi´li Libya yani İsrail´in ikinci baş düşmanı ve Filistin davasının ikinci en yılmaz savunucusu ortadan kaldırılırken ABD´ye yine en büyük desteği Türkiye´den Suudilere Müslüman devletler sağlıyordu? Daha dün, evet dün İsrail´in yine en büyük üçüncü düşmanı Suriye idi. Suriye´ye karşı İsrail´in bile cesaret edemediği düşmanlığı yine Türkiye´den Suudilere Müslüman devletler yapıyordu? Kısaca 21´inci yüzyıldaki İslam dünyasına yapılan ABD öncülüğündeki modern Haçlı seferlerine en büyük desteği yine Türkiye´den Suudilere Müslüman devletler sağlıyordu... (?Haçlı seferi´ tabiri bana ait değil, bu tabiri bizzat Üçüncü Haçlı Seferi Kumandanı Richard the Lionheart, pardon Onuncu Haçlı Seferi Kumandanı George Bush söylemişti.) Daha dün, evet dün ABD, tüm Ortadoğu´yu parçalayıp da sınırlarını değiştirirken, ABD tüm Ortadoğu´yu bir ateş topuna çevirirken ve İsrail´e bulunduğu bölgede dikensiz bir gül bahçesi sunulurken onun müttefiki ve eşbaşkanları Türkiye´den Suudilere Müslüman devletlerdi...´´ Şimdi tekrar İspanyol ressam Goya´nın tablolara dönelim? Tabii ki bu tabloları anlatmaktan amacım ne Goya´yı tanıtmak ne de İspanyolların direnişini anımsatmak. Amacım bu tabloda var olan küçük bir ayrıntıyı göz önüne getirmek: O da tabloda yer alan Memlûklerin varlığı? ´´2 Mayıs 1808 Memlûklerin Saldırısı´´ tablosunda yer alan Memlûkler zorla Mısır´dan getirilmiş değillerdi. Memlûklerin Fransa yanında yer alması o zamanki Mısır valisi Mehmet Ali Paşa´nın tamamen güce olan sevgisinden, güçlünün yanında yer alma kaygısından, yağcılığından ve yardakçılığından kaynaklanmaktaydı. Fransa´nın İspanya´yı işgali sırasında Memlûkler resmen Fransa´nın tetikçisi olurlar. (Zaten Memlûk sözcüğü de Arapça "me-le-ke" fiil kökünden türetilmiş, çoğulu "Memlûkun" veya "Memâlik" olup, "efendisinin buyruğu altındaki köle" anlamına gelmekteydi!) Yani Batı´nın Müslüman kullanması yeni değildi. (Birinci Dünya Savaşında emperyalistlerle işbirliği yaparak Osmanlıyı arkasından hançerleyerek Kudüs´ün kaybına vesile olan Arapları anlatmıyorum daha!) Batı, Müslüman kullanmayı her zaman ve her devirde sevmiştir. Müslümanlar da her zaman ve her devirde güçlünün yanında yer almayı ve Batı tarafından kullanılmayı sevmişlerdir. Bugün emperyalizmin jandarmalığından emperyalizmin taşeronluğuna terfi eden ve halen Ortadoğu´da Suriye´de, Irak´ta, Yemen´de, Afganistan´da, Afrika´da birbirini boğazlayan Müslümanlar bunu düşünmeli diye değerlendiriyorum. Tabii ki bir zerre tarih bilinci ve bir miktar akıl kırıntısı varsa... Sonra da Kudüs İsrail´in başkenti ilan edildi diye de timsah gözyaşları dökmesinler?