Kıraat kökeni Arapça bir kelimedir. Okumak anlamını içerir hane ise mekandır yani okuma mekanı demek iki kelime bir araya geldiğinde tabi aynı zamanda halkımız kahvehane ile kıraathaneyi aynı mekan olarak yansıtır. Kahve sözcüğü ise Türkçeye Arapçadan kahwa sözünden geçtiği ama kahve sözcüğünün Etyopya Kaffa bölgeselden geldiği söylentileri vardır. Son yıllarda cafeler ülkeme yerleşti özellikle gençlerin buluşma noktasını cafeler oluşturdu kıraathane ve kahvelerin cafelerden farkı cafelerde yemek servisleri olur kıraathanelerde ve kahveler içecek ve kağıt gibi benzeri oyunlar özündeki okuma kelimesi genelde pek rağbet görmez. Ben çocukken Kayseri´de bir kaç kıraathanenin özel okuma salonları olduğunun tanığıyım. Şimdi ise bu tip salonlar sadece kamuya ait dinlenme salonlarında mevcut sadece iktidara yakın gazete ve dergileri okumak şartı ile tabiki siz hiç kahvehanede oturarak oyun oynayarak günümüzde dünyanın sayılı bilim adamlarından Aziz Sancar´ın yetiştiğini gördünüz mü yada montaja dayalı sanayiden tam üretim yapan bir sanayinin mimarı bir kişiliğin kahvehaneden çıktığına şahit oldunuz mu? Kahvede gününü tüketip akşam eve vardığında yarın kahvehanede çok iyi şeyler öğrendim öğrendiklerimin üzerine biraz daha koyacağım diyen şahsımı arkadaşı yüzünden okeyde oyunu bitiremeyen arkadaşına küfür eden şahsımı görürsünüz. Günümüzde kahveler üretecek yaratacak beyinlerin çürümesine yada rahmetli adaylarının musalla taşında sırasını beklediği yerlerin ötesine geçeceğine inanıyor musun oysaki gelişmiş ülkelerde gençler tavuklar gibi üretken değil arılar gibi çalışkan insan üstü düşünerek ülkelerini muasır milletler seviyesine ulaştırırlar yıllar önce Faruk Nafız´in yazdığı Kayseri lisesinin marşında derki Asrımızda tereddüt namına her ne var varsa biz ona varacağız bir hamlede bir hızla Kahvehane açacağım diyen bir lideri alkışlayan bir toplumda Aziz Sancarlar ancak Amerika´nın yada ilime ve fene kendini adayan toplumlardan çıkmaz mı? Okuyan ve düşünen toplum cehaletten geçinen toplumun tek rant kaynağıdır çünkü köy enstitüleri bu ülkenin kilometrelerce çağ atlayacağı toplulukları yetiştirecek merkezler değilmiydi peki neden yok edildiler?
