Oğuz Gümüşkaynak


Kıbrıs 1974


1974 Kıbrıs Barış Harekatını iliklerime kadar yaşamanın mutluluğunu hayatım boyunca unutmayacağım. Gençtik 18 yaşını yaşıyordum. Ülkem doğduğum günden 20 Temmuz temmuz 1974´e kadar hiç savaşmadı.  Ben hep büyüklerimden ikinci dünya savaşını dinledim ülkem ikinci dünya savaşına hiç girmedi burnu bile kanamadan savaştan sıyrılmıştı. Kurtuluş savaşının yaralarını henüz sarmamışken birde ikinci dünya savaşına girse idi ülkemin başına gelecekleri hesap dahi edemiyordum.  Birinin tabiriyle iki sarhoştan biri önce kurtuluş savaşına önderlik etmiş elden giden toprakları savaşçı dehasıyla masada ve cephede kazanması bilmiş diğer ikinci sarhoşsa Avrupa´nın alev topuna döndüğü bir ortamda bir çok bedel ödeyerek burnunu bile kanatmadan ülkeyi sağ salim savaşın içine sokmadan kurtarmıştı.  Tabiki biz büyüklerimizden dinlerdik kurtuluş savaşını da ikinci dünya savaşını da bizim gözümüzde Türk askeri hep kahramandı. Kim ne dersin yaşadığımız sürece hep öyle kalacak 1973 de gençlerin ordu Kıbrıs´a mitinglerini Kıbrıs´ın ülkenin büyük bir sorunu olduğunu biliyor Kıbrıs Rum halkı lideri Makarios´a kin duyarak büyüdük. 20 Temmuz 1974  sabahı radyolardan bir başkadır benim memleketim şarkısıyla uyandık dönemin başbakanı Ecevit´in gazamız mübarek olsun biz Kıbrıs´a savaşmaya değil barış götürmeye gidiyoruz diyen Ecevit kabinesinin dış işleri bakanını Turan Güneş´in Ayse Tatile çıksın mesajıyla başlayan Beş Parmak dağlarına inen çok kısa sürede bir çok şehide rağmen adanın büyük bölümünü ele geçiren türk askerini unutmak mümkün mü? Gençtik gündüzleri radyodan akşamları haftanın üç günü paket yayın yapan televizyondan savaşını izliyorduk. İçimiz askerlik ateşi yanıyordu bir an önce askere gidip Kıbrıs´a gitmeyi o kadar çok istiyordum ki ve Allah bu duamı kabul etti. Çavuşun 2 yıl sonra acemi birliğinde Kıbrıs´a gönüllü var mı dediğinde ilk parmağı kaldıranlardan biriydim. İstesem ülkenin en iyi yerinde tatil gibi askerlik yapacak siyası güç babamda vardı işte böylesine onurla bir savaşı ve böylesine onurla Kıbrısdaki savaşın yaşandığı savaş alanında askerliğimi yaptım.  Şimdi kendi ülkesinde kendi büyüttükleri canavarın canavarları tarafından haydi tatbikat diye Boğaz Köbrüsü´ne götürülüp ne üdiği belirsizler tarafından boyunları kesilen askerleri düşünüp benim askerlik yaptığım günlerdeki asker sevgisini kefeye bile koymak istemiyorum.  Destan Kıbrısta gavurun kurşunuyla şehit olan asker tarafından yazılmıştır.  Kurtuluş savaşında Kıbrısta destan yazanların torunlarının boyunları kesip kemerle değnekle dövenler tarafından destan yazılamaz.  Destan Beş Parmakta  alttan makineli ile taranırken havada şehit olanlar var ya destanı bu  Türk askerleri yazdı. Yedi düvele savaşanların yazdığı destan hiç bir zaman yazılmacak.