Osman Aydoğan


Kendisini kimsesiz hissedenlerin yazarı: Albert Camus (5)


(*) Thebai Kralı Laios ile Kraliçe İokaste´nin oğulları olan Oidipus´un öyküsü Eski Yunan efsanelerinin en dokunaklısıdır. Bir kehanete göre öz oğlunun kendisini öldü¬receğini öğrenen Laios, doğar doğmaz oğlu¬nun ayak bileklerini delip bir kayışla ayakları¬nı birbirine bağladıktan sonra onu bir dağ ya¬macında ölüme terk eder. Bebeği bir çoban bularak Korint kentine götürür. Burada Kral Polybos onu evlat edinir ve ona "şiş ayaklı" anlamına gelen Oidipus adını verir. Oidipus büyüdükten sonra aslında Polybos´un oğlu olmadığını öğrenir. Gerçek kimli-ğini öğrenmek için krala ne kadar yalvarırsa da yanıt alamaz. Bunun üzerine Tanrı Apollon´un kehanetlerini insanlara ulaştıran Delfi Tapınağı´na gitmeye karar verir. Burada kâhin ona, babasını öldü¬receğini ve annesiyle evleneceğini söyler. Oi¬dipus bu haberden çok sarsılır ve bir daha Korint´e dönmemeye karar verir. Thebai´ye va¬rana kadar dolaşır durur. Yolda Kral Laios´a rastlar ve aralarında çıkan kavgada, babası olduğunu bilmeden, onu öldürür. Böy¬lece kehanetin ilk bölümü gerçekleşmiş olur. Oidipus Thebai´ye vardığı zaman, görünümü yarı as¬lan yarı kadın olan Sfenks´in kentin başına bela olduğunu görür. Aslan gövdeli kadın başlı ve kanatlı bu yaratık, herkese bir soru soruyor ve soruyu bilemeyeni de öldürüp yiyordu. Thebaililer sorunun cevabını bilene şehrin tahtını söz verirler. Oidipus yoldan geçerken aynı bilmece ona da sorulur: "O hangi yaratıktır ki bir süre iki ayak üzerinde, bir süre üç, bir süre de dört ayakla yürür ve de, doğa yasalarına aykırı olarak, ayakları en çok olduğu zaman güçsüzdür?" Oidipus, "Bu yaratık insandır, çünkü çocukken emekler, büyüdüğünde dim¬dik yürür, yaşlandığı zaman da bir bastona dayanır," yanıtını verir. Bu doğru yanıt üzeri¬ne Sfenks orada kendini öldürür. Kendilerini Oidipus´a borçlu hisseden Thebaililer onu ülkenin kralı yaptıktan başka, eski krallarının dul karısı İokaste´yle de evlendirirler. Böyle¬ce Oidipus kendi annesiyle evlenmiş ve keha¬netin ikinci bölümü de gerçekleşmiş olur. İokaste ile Oidipus aslında ana oğul olduk¬larını bilmeden birlikte mutlu yaşarlar ve dört çocukları olur. Yıllar sonra Thebai´de bir salgın hastalık baş gösterir. Kenttekileri ölümden kurtarmak için ne yapılabileceğini sormak üzere kâhine bir elçi gönderilir. Kâ-hin, Laios´u öldürenin cezalandırılması gerek¬tiğini söyler. Bunun üzerine Laios´u kimin öldürdüğünü araştırmaya koyulan Oidipus sonunda acı gerçeği öğrenir. İokaste dehşet içinde canına kıyar. Oidipus da bir iğneyle kendi gözlerini kör eder. Thebai´den sürül¬dükten sonra, kızı Antigone´nin koluna yasla¬narak kör bir dilenci gibi dolaşa dolaşa Atina yakınlarındaki Kolonos´a gelir ve orada ölür.