AHMET MURAT


Kazandığımız an bu andır


Albay Mustafa Kemal anlatıyor: ??Düşmanın karaya çıkmış piyadesinin henüz oradan uzak olduğunu anladım. Efrat (erat) o müşkül araziyi bilâ tevakkuf kat´etmek (hiç durmadan geçmek) yüzünden yorulmuş ve yürüyüş umku (derinliği) pek ziyade derinleşmişti. Alay ve batarya kumandanına efradı tamamen toplayıp küçük bir istirahat vermelerini söyledim. Denizden mestur (örtülü) olarak on dakika kadar tevakkuf edecekler, sonra beni takip edeceklerdi. Ben de, orada bir Aptal geçidi vardır, o Aptal geçidi´nden Conkbayırı´na gidecektim. Yanımda yaverim, emir zabitim ve sertabip ile oralarda tekrar bulduğumuz fırka cebel topçu tabur kumandanı olduğu halde evvelâ atlı olarak yürümeye teşebbüs ettik, fakat arazi müsait değildi. Hayvanları bıraktık, yaya olarak Conkbayırı´na vardık. Şimdi burada tesadüf ettiğimiz sahne en enteresan bir sahnedir. Ve vakanın en mühim ânı bence budur. Bu esnada Conkbayırı´nın cenubundaki (güneyindeki) 261 rakımlı tepeden sahilin tarassut ve teminine memuren (gözetleme ve korunması göreviyle) orada bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı´na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Bizzat bu efradın önüne çıkarak: ? Niçin kaçıyorsunuz? dedim. ? Efendim düşman! dediler. ? Nerede? ? İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve kemal-i serbesti ile (tamamen serbest olarak) ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün: Ben kuvvetlerimi bırakmışım, efrat on dakika istirahat etsin diye? Düşman da bu tepeye gelmiş? Demek ki, düşman bana benim askerlerimden daha yakın! Ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena vaziyette duçar olacaktı (düşecekti). O zaman artık bunu bilmiyorum, bir muhakeme-i mantıkiye (mantıki durum tartışması) midir, yoksa şevki tabiî (içgüdü) ile midir, bilmiyorum; kaçan efrada: ? Düşmandan kaçılmaz, dedim. ? Cephanemiz kalmadı, dediler. ? Cephaneniz yoksa, süngünüz var, dedim. Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım, yere yatırdım. Aynı zamanda Conkbayırı´na doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile cebel bataryasının yetişebilen efradının marş marşla benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrat süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.? Albay Mustafa Kemal? Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma gününün 103. Yılında gözlerini kırpmadan kendilerini feda eden, etten siper candan mermi kanıyla vatan olan vatan bırakan şehitlerimizi ve Kurtuluş Mücadelemizde Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ümüzü ve her aşamada emeği olan herkesi saygıyla minnetle anıyoruz. Ruhları şad mekanları cennet olsun.. Bize bırakılan kutsal emanet vatan topraklarını bizde yaşadığımız sürece gözümüzü kırpmadan sahip olacağız yükseltmek için çalışacağız çook çalışacağız ? Saygıyla minnetle rahmetle ?. Sevgiyle kalın?