Osman Aydoğan


Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak (4)


İşte böylesine bir yalnızlıktan kurtulmak için, böylesine bir kabuğu kırmak için, bu soğuklarda, ruhunu ısıtmak için böylesi karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak ister insan?

İsmet Özel´in bu şiiri işte tam da bu zamanların şiiridir:

"Bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar

ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa

gövdem açık bir hedef kılındı belâlara."

ABD´li şair Irwin Allen Gisberg, ?Bir ülkenin kötü durumu yüzünden politikacıları suçlayamayız... Suçlu olan şairlerdir... Çünkü politikacıların bir ülkenin durumu hakkında bilinçleri ve kapasiteleri yoktur ama şairlerin vardır? derdi.

Yazık, İsmet Özel´in şiirinde söylediği gibi keşke şairler kadar cesur olsaydık!

Yazımın girişinde bahsettiğim Burhan Sönmez´in kitabında söylediği gibi; toplumsal bellek ile kişisel belleğin birbirine karıştığı, her şeyin ölü bir tarihin parçası haline geldiği bu yerde, bu zamanda şiirin her bir dizesi üzerinde tüm bu anlattığım çerçevede düşüne düşüne okuyun derim? Aslında bir yüz yıllık yalnızlığımızı anlatır şiir? Bu yalnızlıktan kurtulmak için şimdiye kadar ?´çıkış yolunu´´ bulamadık? Ama en azından hangi yolların ?´çıkmaz yol´´ olduğunu öğrendik?

Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan?

 

Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak

Benim adım insanların hizasına                 yazılmıştır.

Her gün yepyeni rüyalarla ödenebilen bir ceza bu.

Keşke yağmuru çağıracak kadar güzel olmasaydım

Ölüm ve acılar çatsaydı beni

Düşüncem yapma çiçekler kadar gösterişli ve parlak

Sözlerim ihanete varacak doğrulukta olsaydı.

Anmaya gücüm yetseydi de konuşsaydım

Diri-gergin kasları konuşsaydım

?Kardeşler! ? deseydim ?Kardeşlerim! ?

?Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan

Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan´´

Bakın yaklaşıyor...?

Yazık, şairler kadar cesur değilim

Çocukların üşüdükleri anlaşılıyor bütün yaşadıklarımdan

Gövdem kuduz yarasalarla birazcık yatışıyor.

Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı

Öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım

Bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında

Çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların

İnanmazdım dosyalara sığacağına

Gittikçe ışıldardım dükkânlar kararırken

Hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı.

Benim adım bilinen cevapların üstüne mühürlenmiş

Ellerim tütsülenmiş

Evlerin yeni yıkanmış serin taşlıklarında

Dirgenler, bakraçlar, tornavidalar

Bende kül, bende kanat, bende gizem bırakmadılar

Ve içinden bir baş ağrısı gibi çınlamaktansa

Gövdem açık bir hedef kılındı belâlara.

Ve bu yüzden yakışıksız oluyor

İnsanları hummalı baharlar olarak tanımlamak

Ve bu yüzden göğsümde dakikalar

İnce parmaklar halinde geziniyor

Konvoylar geçiyor meşelikler arasından

Bir yaprak kapatıyorum hayatımın nemli taraflarına

Ölümden anlayan, ciddi bir yaprak

Unutulacak diyorum, iyice unutulsun

Neden büyük ırmaklardan bile heyecanlıydı

Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak.

İsmet Özel, 1972