Oğuz Gümüşkaynak


Kamu huzursuz


Hiç kamuda işiniz oldu mu? Örneğin sade bir vatandaş olarak gittiğiniz polis teşkilatında askeri iş yerinde yada eğitim alanında hizmet veren kamu teşekkülünde yada burada çalışan insanlarla bire bir görüştünüz mü? Dertlerini dinlediniz mi? Düne kadar dertlerini ekmeğini yaşamını paylaşan mesai arkadaşlarının arasındaki diyaloğun nerelere geldiğini gözlemlemek, birazcık nasılsın dediğin zaman eğer güveni varsa açılmaya kalktığı andaki sorunlarını anlatmaya başladığında, konuşmaya başladığınıza pişman oluyorsunuz kamu personeli işini yapmanın ötesinde işini korumanın yarında işe gelip işten evine gidememenin endişesi içerisinde. Acaba bu gün açığa alınacak mıyım? yarın neyle suçlanıp kapı önüne konup evime ekmek götüremeyecek miyim  endişesi içinde. Polis intiharları çoğalmış yanlış yaparım endişesi görevini yapamadığının ezikilği içinde altındaki personelinin altında kalmanın acısı içindeki imtiyazlı personelle çalışırken iki dudağın arasında kalan yarının endişesi içindeki yaşam iş önemli değil. Sadece istenen karşısında nasıl hareket ederim uğraşı polis huzursuz asker huzursuz öğretmen huzursuz. Kimsenin kimseye güveni yok yanından geçene yan gözle arkadan gelenin arkadakini önüne alarak güvenliğini sağlama telaşındaki bir kamu. Kamu personelinden iş değil var olan iktidara sadece sadakat beklenmekte. Sadakat gösterdiğin kadar güvendesin işini iyi yaptığın kadar değil. Peki ne olacak işte orasını bende bilmiyorum ama tahmin ediyorum. Geçenlerde internet ortamına bir hikaye düştü. Şilili diktatör Pinoşe halkın arasına kılık değiştirerek karışmış sinemaya gitmiş film başlarken kendisinin bir konuşması yayınlanıyor. Sinemadaki seyirciler ayakta coşku ile Pinoşeyı alkışlıyor. Pinoşe memnun ayağa kalkmamış yanındaki şahıs Pinoşe´nin kulağına eğilmiş demişki  ?sinema sivil polis kaynıyor ayağa kalk alkışla. Bu adam için idam olmaya değmez?