Osman Aydoğan


Kaht-ı Rical -2-


III. Mustafa´nın oğlu ve yenilikçi padişah olarak adlandırılan III. Selim (1761 - 1808) şehzadeliği boyunca iyi bir öğrenim alır, müzik ve şiirle ilgilenir, yüksek din ve fen ilimleri, Arapça ve Farsça öğrenir. Bu nedenle sanatçı kişiliğe sahip olan III. Selim yaşamı boyunca müzik ve şiir ile ilgilenir, "İlhami" mahlasıyla şiirler yazar. İşte bu şiirlerinden birinde III. Selim de daha veliaht iken devletin bozulan düzeninden, (kaht-ı rical meselesinden) duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirir: ?´Sakın aldanma gönül âleme yok zerre vefâ Devletin tab´ı bozuk ver ana yâ Rabbi şifâ Zevk eyyâmı değil şimdi harâm oldu safâ Edelim Hakka recâ şimdi harâb oldu cihân´´ (Günümüz Türkçesine aktarılamayacak kadar açık ve net söylemiş III. Selim) Araştırmacı, yazar Şaban Çibir´in ?´Sultan 1. Abdulmecid - Su Uyur Düşman Uyumaz - Ah Vatanım´´ (Parola Yayınları, 2016) isimli kitabında II.Abdülhamid´in kaht-ı rical sıkıntısından bahsettiğini yazar: ?´II. Abdülhamid´in kızı, babasının hatıratını ihtiva eden kitabında babasının; ?Bu milletin uğradığı en büyük sıkıntı kaht-ı rical meselesidir´ dediğini nakleder. Ki; o koca Sultan, sadrazam tayin etmek istemiş, fakat devlet adamı sıfatını taşıyan bir kimseyi bulamamanın sıkıntısı ile ?ah kaht-ı rical!´ diye inlemiş. (?) Kaht-ı rical sorunu II. Abdülhamid´den evvel başlamıştı. Osmanlı son iki asrında hep bu sorunla karşı karşıya kaldı. O kadar ki, tarih sahnesinden silinmelerinin başta gelen sebeplerinden biri budur dense yanlış olmaz. Her şeyin parayla ölçüldüğü; makam ve rütbelerin insani değerlerin önüne geçtiği; liyakatin değil isimlerin, dostlukların ve adam kayırmanın; gurur, kibir, ihtiras, benlik, çekememezlik, bencillik duygularının öne çıktığı bir toplumun çökmesinde nasıl bir gariplik aranabilir ki?