Osman Aydoğan


Kadına yönelik şiddet... -8-

Toplumda şöyle bir varsayım vardır: Eğitimsiz, cahil ve kültürsüz erkekler kadına ''şiddet'' uygularlar..


Toplumda şöyle bir varsayım vardır: Eğitimsiz, cahil ve kültürsüz erkekler kadına ''şiddet'' uygularlar.. Ancak şöyle de bir tespit vardır: Eğitimli, bilgili ve kültürlü erkekler de kadına ''ihmal'' uygularlar... Kadına yönelik şiddetin en tahripkâr halidir ''ihmal''... Görmezden gelmek, beğenmemek, bir teşekkürü, bir güler yüzü, bir demet çiçeği çok görmek, nezaketi, iltifatı ve sevgi sözcüklerini esirgemek, kıskanmak, yardımdan uzak durmak vb. konular ihmalin en büyük göstergeleridir.. Kadına yönelik şiddete karşı mücadelede en başta eğitilmesi gerekenler eğitimli, bilgili ve kültürlü erkeklerdir... Çünkü kadına yönelik şiddette en tehlikeli erkek tipi kadının bedenini değil ruhunu örseleyen erkeklerdir. Sonuç Kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak için 25 Kasım gününü bekleyerek sadece bu günü bir mücadele günü olarak anmak kadına yönelik şiddetin gün be gün arttığı ülkemizde pek bir anlam ifade etmeyecektir. Öncelikle iktidarıyla, muhalefetiyle siyasetçi çatışma ve şiddet kültürünü terk etmelidir. Siyasetçinin dili uzlaşıcı, kapsayıcı, kucaklayıcı olacak şekilde düzgün, açık, net ve anlaşılır biçimde “sağlıklı” olmalıdır. İktidarıyla, muhalefetiyle siyasetçi; kadın konusundaki ilkel düşüncesini, eril dilini ve maço davranışlarını düzeltmelidir…Kadın - erkek eşitliği konusunda siyasetçi topluma örnek olmalıdır. Sözlüklerde yer alan, erkek egemen dilinin hâkim olduğu kültürün yol açtığı kadınlara yönelik fosilleşmiş, kadın düşmanlığına, kadına ve kadın bedenine hakarete dönüşen nefret sözcüklerinin tamamı ayıklanmalı ve bir daha kullanılmamalıdır. Kadına yönelik şiddette verilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Bu konuda eyleme geçmeyen sözlerin konuya hiçbir katkısı olmayacaktır. Zaman eylem zamanıdır…