Osman Aydoğan


Kadına yönelik şiddet... -2-

Ancak buna rağmen değişik kaynaklardan alınan verileri sunacak olursam


Ancak buna rağmen değişik kaynaklardan alınan verileri sunacak olursam 2019 yılında Ocak ayından Kasım ayına kadar geçen 324 günde bilinen erkekler tarafından 302 kadın öldürülmüş, 532 kadın şiddete uğramıştır. Sadece 2019 yılının Ocak Haziran aylarında 31 kadın tecavüze uğramış, 288 kadın seks işçiliğine zorlanmış, 138 kadın tacize uğramış ve 139 çocuk istismar edilmiştir. Ancak bu sayı geçmiş yıllardan bugüne artarak gelmiştir. TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından yayınlanan ‘’Kadına ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddet İnceleme Raporu’’nda Türkiye’de kadın cinayetlerinin son 10 yılda %1400 arttığı ileri sürülmektedir Ülkemizde kadın cinayetlerindeki bu artış gibi kadına yönelik olarak yapılan şiddet, taciz, tecavüz ve mobbing gibi farklı alanlarda da benzer oranlarda kadına şiddet artarak devam etmiştir. Türkiye’de kadına yönelik artan şiddetin kaynağı Ülkemizdeki kadına yönelik artan bu şiddetin psikolojik, sosyolojik,  kültürel, geleneksel ve ekonomik nedenleri başta olmak üzere çeşitli sebepleri vardır. Ancak kadına yönelik bu artışın dört nedeni var ki üzerinde önemle durulmalıdır diye değerlendiriyorum.   Bunlardan birincisi; toplumda kullanılan ve medyada sergilenen erkek egemen dilinin hâkim olduğu kültürün yol açtığı kadınlara yönelik nefret söylemidir. Bu söylemlerden kadın düşmanlığına, kadına ve kadın bedenine hakarete dönüşen sözcükler, erkeklerin zihninde her zaman için patlamaya hazır bombalar gibi yer almaktadır. Bunlardan ikincisi kadına ve çocuklara yönelik şiddetin cezasız kalması veya verilen cezaların caydırıcı olamamasıdır… Tecavüzde hâkim karşısında kravat takmanın nasıl bir iyi hal indirimi olabilir ki? Veya değişik kurslarda, yurtlarda ve vakıflarda çocuklara yapılan toplu tecavüz vakalarının üstü örtülmüştür. Bir bakan, hem de kadın bir bakan bir vakıftaki 45 öğrenciye tecavüz edilmesi ile ilgili olarak "Bir kere yaşanmış bir olay" diyebilmiştir. Bunlardan üçüncüsü ülkenin siyasi atmosferine hâkim olan şiddet kültürüdür. İktidarı ile muhalefeti ile siyaset meydanlarında, meclis kürsülerinde, TV’lerde, haber kanallarında ve açık oturumlarda sarf edilen kötü ve sert tondaki ağıza alınamayacak sözler, çirkin ifadeler, hakaretler, aşağılamalar ve buralarda sergilenen çatık kaşlar, parmak göstermeler, şiddet ve celâl tüm ülke sathına dalga dalga ve katlanarak yayılarak caddelere, sokaklara, evlere, odalara ve kuytu yerlere ulaşmakta ve buralarda kim kimi zayıf bulmuşsa onun ve özellikle toplumdaki en savunmasız cins olan kadınların bedenlerinde somutlaşmaktadır…