Osman Aydoğan


İstesek de istemesek de bilsek de bilmesek de hepimiz Türk´üz (2)


Bu anlamda ?Türk milleti? kesinlikle ırkı çağrıştıran bir söylem değildir. Sözü edilen bir ırk değil tüm Türkiye halkıdır. Burada sorun olan dil, tanım ve anlam sorunudur. . Burada bahsi geçen sözcüklerin dil, tanım ve anlamlarının yerli yerine oturtulması gerekmektedir. Çünkü her şey tanım ile başlar, araçlar ile yola devam eder. Tanımları şimdilik burada bırakıp isterseniz ?mutat olduğu üzere!- şöyle bir Tarih turu yapalım? Batı kaynakları Viyana kapılarına dayanan güce çok uluslu olmasına rağmen Osmanlı demezler, ?´Türkler´´ derler. Avrupalılar Osmanlı ile yaptıkları savaşa da Osmanlı savaşları değil ?´Türkenkrieg´´ (Türk savaşları) derler. Avusturya´nın kırsal kesimlerinde çocukların ?Es ist schon dunkel. Türken kommen. Türken kommen? (Hava karardı. Türkler geliyor. Türkler geliyor.) diye tekerleme söyledikleri bugün de duyulabiliyor. Fransızcada ?Turc? kelimesi eskiden ?C´est un vrai Turc? (Tam bir Türk) olarak kullanılıyordu. Norveççede ?Sint som en tyrker? (Bir Türk kadar kızgın) deyimi bulunuyor. İtalyanların meşhur ?´Mamma li Turchi ?´ (Anne Türkler geliyor) sözü ve daha nice binlercesi var, bunların hepsinde Osmanlı denmez, hep ?´Türk´´ denir. Avrupalılar bütün haritalarında, atlaslarında hep ?´Türk´´den bahsederler? Avrupa´ya yapılan Osmanlı değil Türk akınları, Türk seferleridir? Çin seddinden Viyana kapılarına kadar bu böyledir. Bütün Tarih kitaplarında bugün Orta Asya diye ifade ettiğimiz bölgenin adı 18´inci yüzyıla kadar ?´Türkistan´´dı. ?´Orta Asya´´ ifadesi İngilizlere aittir. Doğrudur, Londra´dan bakarsanız orası Orta Asya´dır. Bizler de İngilizlerin ifadesiyle bu bölgeye ?´Türkistan´´ yerine ?´Orta Asya´´ diyerek, Türk milletinin üç bin yıllık tarihini ve bu bölge ile olan bağını bir sözcükle silip attık? Şimdilerde ne Doğu Türkistan´ı bilen var ne de Batı Türkistan´ı? Mitolojide geçen bir Yunan atasözüdür: ?´Sözcüğün gücü Tanrı´nın gücüne yakındır.´´ Atasözünün ne demek istediğini anlıyorsunuz değil mi? Adriyatik´ten Çin seddine, Alp Dağlarında Altay Dağlarına kadar ?´Türk´´ sadece etnik bir aidiyetin adı değildir, ?´Türk´´ ulusal bir aidiyetin adıdır. Türk ulusunun içerisinde Kürt´ü, Arap´ı, Laz´ı, Çerkez´i, Çeçen´i, Gürcü´sü, Abaza´sı, Tatar´ı, Arnavut´u, Boşnak´ı onlarca milliyet vardır. Şimdiki yaşadığımız coğrafyanın adı Türkiye´dir, burada yaşanılan Türk kültürüdür, burada yaşayanlar ise etnik kimliklerine, milliyetlerine ve inançlarına bakılmaksızın Türk´türler, bayrakları Türk bayrağıdır, dilleri Türkçedir. Bütün bunlar bu coğrafyanın bin yıllık tarihinin reddedilmesi bir mümkünsüz tabii sonucudur. Bu nedenle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk diyor ki; ?Türkiye Cumhuriyeti´ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir? Bugünkü millet siyasi ve içtimai toplumumuz içinde Kürtlük fikri, Çerkezlik fikri ve hatta Lazlık veya Boşnaklık fikri propaganda edilmek istenmiş vatandaş ve milletdaşlarımız vardır? Bu millet efradı da (bireyleri de) umum Türk camiası (topluluğu) için aynı müşterek maziye (geçmişe), tarihe, ahlaka, hukuka sahip bulunuyorlar. ? (Medeni Bilgiler, TTK, s. 351) Dikkat edilirse Mustafa Kemal Atatürk ?Türk halkına? demiyor, ?Türkiye halkına? diyor. Bu tanımın ne ırkçılıkla ne de etnikçilikle bir ilgisi vardır. Aslında ?Türk Ulusu?nu tarif ediyor Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk´ün düşündüğü Türk ulusu da bu coğrafyada bin yıldır yaşayan ortak geçmiş, ortak tarih, ortak kültüre dayanmaktadır.