Osman Aydoğan


İstesek de istemesek de bilsek de bilmesek de hepimiz Türk´üz.


Okullarda söylenen ?´Öğrenci andı´´ 08 Ekim 2013 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığının yönetmelik değişikliğiyle ilköğretim okullarından kaldırılmıştı. Eğitim-İş´in değişikliğin yürürlüğe girmesinin ardından açtığı ve beş yıl süren dava sonucunda 18 Ekim 2018 tarihinde Danıştay 8. Dairesi öğrenci andının okunmasının kaldırılmasına ilişkin düzenlemenin iptaline karar verdi. İşte bu karardan sonra tartışmalar başladı. Tabii ki her zaman olduğu gibi bu tartışmalara benim de sessiz kalmam olmazdı. Şiirlerime ara verip ben de bu tartışmaya maydanoz olmak istedim! Ama önce şöyle bir geriye gidelim? Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Nisan 2017 tarihinde Diyarbakır´da yaptığı konuşmada ?Dikkat ediniz. Türk demiyoruz, Kürt demiyoruz. Çerkez, Laz, Boşnak, Roman demiyoruz. Hepsini birden içine alan bir ifade kullanıyoruz. Tek millet, diyoruz. 80 milyonuyla tek millet? ifadelerini kullanmıştı Biraz daha geriye gidelim... Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013 yılı Şubat ayı ortalarında ise Başbakan iken Midyat´ta konuşurken de şöyle demişti: ?Biz Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde hep beraber tek bir milletiz. Bu milletin içinde Türk´ü, Kürt´ü, Arap´ı, Laz´ı, Çerkez´i, Gürcü´sü, Abaza´sı var...? Daha fazla örnek vermeğe gerek yok? Açın gazete arşivlerini bu sözlerin onlarcasını bulabilirsiniz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ?´Tek bir milletiz´´ diyor, bunu her konuşmasında söylüyor; ?´bu millet´´ diyor ama bu milletin adını söylemiyor. Arap milleti mi? Afgan milleti mi? Acem milleti mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan ?´Türk´´ adını ağzına almadığına göre, bu millet Türk milleti değilse bu milletin adı nedir? Gazete makalelerine baktığımızda, TV´deki bu konudaki programları izlediğimizde her seviyede büyük bir kavram karışıklığı yaşandığı görülmektedir. Çünkü bu tartışmalarda genel anlamda ?´millet´´, ?milliyet?, milliyetçik´´ sözcüklerinin ?´ulus´´, ?ulusal? ve ?´ulusalcılık´´ sözcükleri ile eşanlamlı olduğu gibi bir yanılgı yaşandığı gözükmektedir. Ancak bu sözcüklerin anlamları tamamen apayrıdır. Bu noktada ?´millet´´, ?milliyet?, milliyetçik´´ ile ?´ulus´´, ?ulusal? ve ?´ulusalcılık´´ kavramlarının açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü her şey tanım ile başlar, araçlar ile yola devam eder... ?Millet? kavramı, feodal toplum döneminde de kullanılan ve toplumda karşılığı olan Arapça bir kavramdır. Arapçada ?millet?, aynı dinden olanların ortak adıdır ve genel olarak dinsel birliği anlatır. Osmanlılar da ?millet? sözcüğünün ?bir dinden olanların topluluğu? anlamında kullanıldığı gibi. ?Osmanlı Milleti? dendiğinde, Osmanlı Hanedanı´na bağlı olan Müslümanlar anlaşılır. ?Milliyet? sözcüğü se ?ümmet? anlamında kullanılmıştır. ?´Milliyetçik´´ ise sözcüğün bu anlamıyla, dinciliktir; din ayrımcılığıdır. ?Ulus? sözcüğü ise Orhun Yazıtlarında geçer. Ancak ?ulus? sözcüğü bir ırkı tanımlamak için kullanılamamıştır. ?´Ulus´´ sözcüğü halkın yaşadığı ve belli sınırları olan toprak parçasına yani ülkeye denirken zamanla anlam genişlemesi ile bir ülkede yaşayan halkların tamamını tanımlayan bir sözcük haline gelmiştir. Bunun nedeni de ?´ulus´´ sözcüğünün daha kapsayıcı olması, ırk ve din ayrılığı gözetmemesi, yani ayrımcılıktan uzak olmasıdır. ?Ulus? sözcüğünün, Bilim ve Sanat Terimler Sözlüğü/Halkbilim Terimlerindeki anlamı şöyledir: ?´Ulus: Belli bir sınır içende yaşayan ve halk kültürüyle seçkin kültürünü yaratan insanların oluşturduğu siyasal toplum.´´ Bu bağlamda ?ulusal? sözcüğünün de ırkla, etnik yapıyla hiçbir ilişkisinin olmadığı da aşikârdır. ?´Ulusal´´; ?bir ülke sınırları içerisinde yaşayan topluluklarla ilgili? anlamındadır. ?´Ulusalcı´´ se ?yaşadığı ülkenin topraklarına ve halklarının çıkarlarına duyarlı? demektir. Ulusalcılığı, ırkçılıkla bağdaştırmak kastın değilse cehaletin ürünüdür.