ERDİNÇ SANDALCI


iKi DAMLA GÖZYAŞI


Evet gönül dostlarım hikaye gibi.. İki damla göz yaşım yıllar sonra yağan yağmur tanecikleri gibi mutluluk göz yaşlarına dönüştü... Yaşananan hikaye film gibi, hem uzun , hem kısa.. Ama ben dün Didimde ki Yaz Yağmuruna benzettim bir anlamda espriyle karışık söylenen bir sözün , böylesine mutlu bir şekilde bitebileceğinin sonucunu...Gelip ve geçti yaz yağmuru gibi.... Yaşanan hikayenin başladığı yer kızım Özlemin orta okul dönemleri..Eşim kızımın sınıfıyla alakalı bir veli toplantısına katılır..Özlemin arkadaşlarıyla ilk kez tanışır.. Arkadaşları Özleme " Anneniz mi ? " diye sorarlar..Oda " evet " diye cevap verince " Ne kadar genç ve güzel Annen varmış " derler.. Kızım bu ifadeden çok mutlu olur..Ama eşim espirili bir şekile kızımı uyarır.. Özlem; bundan sonra ben senin arkadaşınım, Lütfen bana Fatoş, diye hitap edersin yoksa nazar değer kızım, der... Anne ile kızı arasında geçen bu espirili konuşma , sanki uzun yıllara dayanan bir protokole dönüşmüştü..Şaka ile karışık bu espirili söze sadık kalmıştı uzun yıllar küçük kızım..Yıllarca ağzından " ANNE " yada " ANNECİĞİM " lafını duymuyordum.. Şeklen Annesi, İsmen arkadaşıydı..Fatoş ismi yıllarca ağzına sakız gibi yapışmıştı..Alışkanlık haline gelmişti..Bir kalemde değiştirmesi ve kurtulması da bu alışkanlıktan zor gibi görünüyordu.. Bu durum beni içten içe çok ama çok üzüyordu..Onun mutlu olduğunu hissettiğin bir gün birlikte bir akşam yemeğine gittik..Tam yeri ve zamanıydı.. Özlemcim, eğer izin verirsen Baban olarak beni çok rahatsız eden bir konuyu konuşmak istiyorum, dedim...Tabi baba ,, dedi.. Biliyorum, sende istemezsin Anneciğine Fatoş, diye hitap etmesini..Yıllar önce espirili bir konuşmanın getirdiği yanlışlık alışkanlık haline gelmiş ve diline yapışmış.. Bunca yıldır " ANNE " yada " ANNECİĞİM " sözünü hiç ağzından duymadım..Bu beni çok üzüyor..Bu alışkanlığı ortadan kaldıracak , yüksek sesle " ANNECİĞİM " diyebilecek sağlam bir irade sende her daim mevcuttur.. Bu can alıcı, bu sihirli ve kutsal sözcüğü , her ANNE evladının ağzından duymak ister..Sende aynı şekilde yarın evladının, dedim... Akşam yemeğinden gülümseyerek mutlu bir şekilde ayrıldık Baba - KIZ.... Evliliğin Onuncu günüydü..Amerikadan gelen ilk mesajı " ANNECİĞİM " diye başlıyordu.. Dünyalar sanki benim olmuştu..Nasıl olmasın ki ?..Yıllar sonra kızımın ağzından duymadığım ama mesajında ki " ANNECİĞİM " başlıklı ifadesini " SÖNMÜŞ BİR YANAR DAĞIN PATLAMASINA BENZETTİM "... " Sevgi alüvyonları " " Anneciğim " sözcüğü eşimle beraber benimde içimi ısıtıp , iki damla göz yaşı olup mutluluğa dönüşüyordu... Pazar sabahı gerçek dostlarımla bu mutlu anı paylaşmayı istedim..Ne güzel şey.. " ANNECİĞİM " diyebilmek........