Osman Aydoğan

Tarih: 04.09.2018 09:38

İçe dönüş! (7)

Facebook Twitter Linked-in

Dünyayı ve kendinizi bildiğinize inanıyorsunuz, fakat size biliyorum dedirten sizin cahilliğinizdir. Çevrenizde ve içinizde gördüğünüz her şey sizin bilmediğiniz ve anlamadığınızdır, bilmediğinizi ve anlamadığınızı dahi bilmeden. Bilmediğinizi ve anlamadığınızı bilmek gerçek bilgidir, alçak gönüllü bir kalbin bilgisidir. Bilgi ancak cehalet hakkındadır, siz bilmediğinizi bilirsiniz. Siz kendi içinizde bütünleşirseniz dıştaki bilgi size kendiliğinden akar. Yakından bakın, göreceksiniz ki bütün isimler ve şekiller bilinç okyanusu içinde gelip geçici dalgalardan başka bir şey değildirler, sadece bilincin varlığından söz etmek mümkündür, yoksa ona ait değişimlerden değil. Tüm tezahürün zıtlıklar içinde olduğu doğrudur. Haz ve acı, iyi ve kötü, yüksek ve alçak, ilerleme ve gerileme, dinlenme ve uğraşma ? onların hepsi birlikte gelir ve giderler ? ve bir dünya oldukça da, onun çelişkileri olacak. Dağıtmak için üretmek, yemeden önce yedirmek, almadan önce vermek, kendinden önce başkalarını düşünmek. Ancak paylaşmaya dayanan ve bencil olmayan bir toplum bozulmaz, sarsılmaz ve mutlu olabilir. Tek pratik çözüm budur. Eğer bunu istemiyorsanız; dövüşün! Şeyler kendi mükemmelliklerinden ötürü yıkılırlar. Mükemmel toplum ister istemez statiktir ve bu nedenle durgunlaşır ve çürür. Zirvede bütün yollar aşağıya doğru götürür. Toplumlar da insanlar gibidir, onlar doğar, göreli bir mükemmellik noktasına kadar gelişir ve bozularak ölürler. Sözcükler gerçekleri iletmez, onları işaret ederler. İsim, yaşanan gerçek haline gelir. Sözcük ile anlamı arasındaki bağlantı nedeniyle sözcükler değerlidirler ve eğer insan sözcüğü çok büyük bir dikkatle incelerse, kavramın ötesine geçerek, onun kökenindeki deneyime ulaşır. Sözcükler sizi ancak kendi sınırlarına kadar götürebilirler; öteye devam etmek için onları terk etmek zorundasınız. Sadece sessiz bir tanık olarak kalın. Bir insan daima kendine karşı başkaldırı halinde olmalıdır, çünkü ego, çarpık bir ayna gibi daraltır ve bozar. O despotların en kötüsüdür, o sizi mutlak biçimde hükmü altına alır. Gerçeği bilmeye uğraşmayın, çünkü zihin yoluyla edinilen bilgi gerçek bilgi değildir. Fakat neyin gerçek olmadığını bilebilirsiniz ? ki bu da sizin sahte olandan kurtulmanıza yeter. Doğruyu bildiğiniz fikri tehlikelidir, çünkü o sizi zihin içinde hapseder. Ancak bilmediğiniz zaman, araştırmak için serbest olursunuz. Ve araştırma yapmadıkça kurtuluş yoktur, çünkü araştırmamak tutsaklığın başlıca nedenidir. Ölüm olayının sizinle değil de bedeninizle ilgili olduğunu bir kez bilince, bedeninizin çıkarılıp atılan bir giysi gibi düşmesini seyredersiniz. Siz koşullarınızı değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değiştirebilirsiniz. Esasa ilişkin olmayan şeylere bağımlı olmayın. Sadece gerekli olan iyidir. Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır. Genellikle sevinci bilmek için kederli, kederi bilmek için sevinçli olmak zorundasınızdır. Gerçek mutluluk ise bir nedene dayanmaz ve bir uyarımın bulunmayışıyla da kaybolmaz. O kederin karşıtı değildir, o tüm keder ve ıstırabı içerir. Saf varoluş, tanımlanabilir ve tarif edilebilir varlıklar âleminden tamamen bağımsızdır. Yangın evi sardığında, kibritin bir tehlikesi var mıdır? Gerçeği aramak, üstlenilen tüm işler arasında en tehlikeli olandır, çünkü o sizin içinde yaşadığınız dünyayı yıkar. Muazzam çabalar harcamadıkça, çaba harcamanın sizi hiçbir yere götürmeyeceğini anlamayacaksınız. Kuşkusuz ki bilen ile bilinen birdir, iki değil.´´ Ve Şehriyar´ın pek nadir söylediği tavsiyeleri geldi aklıma; ´´Vazgeçmiş olduklarınız önemli değildir. Vazgeçmemiş olduğunuz nedir? Onu bulun ve ondan vazgeçin. Eğer ihtiyacınız olmayanları istemezseniz ihtiyacınız olan şeyler size gelecektir. Sahip olduğunuz her şeyi, her kimin ihtiyacı varsa, onunla severek paylaşın ? kendinize zulmetmek için yollar icat etmeyin. Komşumuzun kederine karşı ilgisizliğimiz, ıstırabı kendi kapımıza getirir. Senin yükün, kendi hakkındaki sahte tanımlamalardır. Onların hepsini terket! Kendinizi alabildiğine çıplak, alabildiğine hiçlik içinde hazır tutun.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —