Osman Aydoğan


İbrâhim bin Ethem


James Henry Leigh Hunt (kısaca Leigh Hunt olarak bilinir) ( 1784 - 1859), bir İngiliz eleştirmen, denemeci, şair, yazardır. 1859´da Londra Putney´de hayatını kaybeden Leigh Hunt, Kensal Green Cemetery´de toprağa verilir. Mezarlıkta onca süslü mezar taşları arasında düz bir mezar taşı dikkat çeker. Mezar taşı üzerinde bir çömlek ve üstünde bir defne dalı  kabartması ve şu yazı vardır:  ?Write me as one that loves his fellow men? (Yaz beni de, O´nu sevenleri sevenlerden biri). Bu yazı Leigh Hunt´un çok sevdiği ?Abou ben Adhem? isimli kendi şiirinden alınmıştır. 


Şiir şu şekildedir:

Abou Ben Adhem

Abou Ben Adhem (may his tribe increase!) 
Awoke one night from a deep dream of peace, 
And saw, within the moonlight in his room, 
Making it rich, and like a lily in bloom, 
An angel writing in a book of gold:
Exceeding peace had made Ben Adhem bold, 
And to the presence in the room he said, 
"What writest thou?" The vision raised its head, 
And with a look made of all sweet accord, 
Answered, "The names of those who love the Lord." 
"And is mine one?" said Abou. "Nay, not so," 
Replied the angel. Abou spoke more low, 
But cheerly still; and said, "I pray thee, then, 
Write me as one that loves his fellow men." 

The angel wrote, and vanished. The next night 
It came again with a great wakening light, 
And showed the names whom love of God had blest, 
And lo! Ben Adhem´s name led all the rest. 

Şiiri Türkçeye şöyle çevirebiliriz:

Ebû bin Edhem (kabilesi yücelsin! )
O gece sakin ve derin bir rüyadan uyandı.
Odasına ay doğmuştu sanki zambaklar patlamakta
Bir melek altından deftere satırlar sıralamakta.
Bu huzur Ebû bin Edhem´i yüreklendirdi,
Sorma cesareti buldu, ?yazdıkların neydi??
Melek kaldırdı başını, sevimli, müşfik, ahenkli,
Nezaketle cevap verdi, ?Allah´ı sevenlerin isimleri?
?Aralarında ben de var mıyım peki?? ?Yok, ne yazık ki?
Yaz beni de, ?O´nu sevenleri sevenlerden biri? diye! 

Melek yazdı ve kayboldu. Ve ertesi gece
Geldi yine uyandıran parıltının haşmetiyle
Defteri gösterdi ?bunlar ise Allah´ın sevdiklerinin isimleri?
Bakın şuna ki! Bin Edhem öncülük etmekteydi hepsine.

İbrâhim´in babası Edhem padişah idi, unutuldu gitti. Oğlu İbrâhim tahtından, padişahlıktan vazgeçti, gördüğünüz gibi onu dünya bildi. Aslında İbrâhim bin Ethem´in hikâyesi tahtını bırakıp zühtü (her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren) ve derviş olmayı seçen prensin hikâyesidir. Öyle bizlere empoze edilen ?´Ferrarisini satan bilge´´ gibi maddeci değildir. (Ferrarisini bir hayır kurumuna bağışlamıyor, ?´satıyor´´, yani maddeyi maddeye çeviriyor.) Oysa. İbrâhim bin Ethem tahtını bırakıp, ondan feragat edip zühtü ve derviş olmayı seçiyor.

İbrâhim bin Edhem neredeyse bütün İslam coğrafyasını dolanır, ilim ve hikmet toplar. Fıkhı bizzat İmam-ı Azam hazretlerinden öğrenir, Fudayl bin İyâd, İmrân bin Mûsâ ve Şeyh Mansûr Selâmi´nin sohbetlerinde diz kırar. Veysel Karânî hazretlerinin rûhâniyetinden çok istifâde eder sonra...

Mevlânâ Celaleddin Rumi Mesnevi´sinde geniş bir şekilde hikâyesini anlatır.  

İbrâhim bin Edhem´in mezarı Suriye´de Humus-Lazkiye arasında Jable isimli kasabada bulunmaktadır.