Hukuk nedir? Hukuk adalete yönelmiş toplumsal bir yaşama düzenidir. Hukuku simgeleyen elinde terazi bulunan bu simgenin gözleri kapalıdır. Terazinin kefeleri ise eşittir hukukçuların cübbesinde düğme olmaz kimsenin karşısında önünü iliklemesin diye yani hukuk herkes içindir eşit. Hukuku temsil eden kişiler ise güvenirliliğin zirvesindeki kişilerdi. Vekillerimiz meclisin açılışında yemin ederken derler ki hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalacağıma diye devam eder sonunda namusum ve şerefim üzerine ant içerim derler. Namus ve şeref insan olarak kendini gören kişinin olmazsa olmazıdır. Amerika Birleşik Devletleri başkanı dünyanın imparatorudur kabul edersiniz etmezsiniz gerçek budur ama ülkesindeki hukukçuların altındaki kişidir ABD başkanının aldığı kararı ABD´nin en ücra köşesindeki bir yargıç bozabilir. Başkanın ben bu yargıcın kararını tanımıyorum saygıda duymuyorum diye söylem yapma hakkı hiç yoktur. İngiltere de yargıçların maaşı yokmuş yargıçlar ihtiyaçlarını karşılamak için sınırsız harcama yetkisine sahipmişler ama sadece ihtiyaçları kadarını alırlarmış devletten. Derki Fatih Sultan Mehmet Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür adaletin öldüğü gün ise devlet ölür. Mazallah bizim ülkemizde tıkır tıkır işleyen bir hukuk sistemimiz mevcut korkusuz ve zan altında olmayan her türlü yolsuzlukta yanlış verilen kararlarda hiç bir zaman korkmadan çekinmeden kim olursa olsun bağımsız mahkemelerde eylemler ve söylemler kimden ve kime karşı olursa olsun hukuka son derece bağlı bağımsız yargıçlarımız, korkusuzca doğru kararları vermekte. Yargıçlar savcılar avukatlar adaletin kırmızı çizgileri içinde adalete son derece bağlı hareket ederler ben bu kararı tanımıyorum yada saygı duymuyorum diyen bir kimseyi duydunuz mu gördünüz mü? Allah ülkemi bu gibi kişilerden korusun Allah böylesine adamları devletin başına getirmesin şükürler olsun ki hakimler savcılar vekiller devletin tepesindeki kişiler hukukun üstünlüğüne son derece bağlılar vekillerde ettikleri yemine mütemadiyen sadık kalırlar. Kimin var böyle adaleti ülkesinde. Bir Kayseri fıkrası geldi aklıma avradın Hasan ağadan Ermeniler çok çekmiş evler tek katlı penceresi e sokak tarafında olurmuş. Ermeni Agop karısına hava atıyormuş demişki bu gün Avradın Hasan ağayı tuttum yakasından bastım tokadı. Lan hasan ağa bir daha Ermenilere çatarsan derken hasan ağa pencerenin önünden geçiyormuş ?lan Agop yarın görürsün? demiş Agop korkudan camın önüne gelmiş ?gözünü sevdiğimin hasan ağası ben rüyamı anlatıyordum rüyamı? demiş?
