Hep merak etmişimdir Avrupalılar yada kültür seviyesi yüksek ülkelerde demokrasinin çarkı nasıl işler diye. Demokrasinin olmazsa olmazı seçimdir vatandaş sandığa gider tercihini istediği seçmene kullanır seçilmeye aday kişi ne seçmeninin ne de muhalifinin haklarını gasp etmez. Yani iktidarının bütün nimetlerini kendisi kullanmaz seçimler adil ortamlarda yapılır. 2 gün öncesinden yollar kapatılmaz hasta sakat yaşlı hamile çocuklar her şey ama her şey düşünülür. Dünyanın merkezi Amerika´da da seçimler yapılıyor mutlaka seçmenlere etkinlik yapılıyor taraftarlarını bir meydanda topluyor yapacaklarını taraftarlarına anlatıyor ama ABD deki seçimlerin olmazsa olmazı adaylar televizyonun karşısına geçiyorlar konuşa konuşa tartışa tartışa halka kendilerini gayet güzel güzel anlatıyorlar. En son ABD başkanı Trump yüzde otuzluk bir şansla başladığı seçimlerde ABD halkını ikna etti ve ABD halkı kesin kazanır gözüyle bakılan adayı beyaz sarayın dışına itti. Ülkemde de böyle olsa olmaz mı olur ana muhalefet liderini ana muhalefetin olmadığı her yerde yerden yere vurmak kolay çıkarsın karşısına sorarsın cevabını istersin karşı taraf sorar cevabını verirsin. Eğer gücün ve kendine olan güvenin varsa binlerce polisle onbinlerce bayrak milyarlarca liralık harcamayla halkın parasıyla halka caka satmak değil. Demokrasi soru cevapla sorgulama yeteneğini kaybetmiş bir toplumun karşısında eline verileni okuyarak değil muhalifinin sorularına olumlu yanıt verip seçmenini ikna ile olur. İbrahım Tatlıses´in İdosu üşümüş sende ona doğal gaz bağlamışsın yalan olduğunu bilip ibonun kolunu sıktın ama laf ağızdan çıkana kadar laf insanın esiri laf ağızdan çıktıktan sonrada insan lafın esiri olurmuş. Aynı şekilde bir masanın başına topla muhalefeti çık karşısına sorun ben buradayım dersin eğer doğru kişiliğin ve doğru icraatların varsa korkmazsın ana muhalefetin başındaki şahıs seni her gün TV ye çağırıyor. Gittiğin ilde hayatı felç etmek ne kimsenin haddi nede kimsenin hakkıdır demokrasinin olmazsa olmazından kaçarak demokrasi havarisi olunmaz.
