Osman Aydoğan


Hidâyet! -3-


´´Kişiyi bırak, sana açtığı yola ve ilme, manaya bak!´´ dedi ise de dinletemedi. Bu genç de özden çok kişilere, kavramlara takmış, kavram ve kişilerden bir cehennem tutuşturmuştu. Derviş usulünce vedalaşıp oradan da ayrıldı. *** Tekkesine döndüğünde olanları mürşidine anlattı derviş: ´´Efendim, âlemi bir dolaşayım dedim. İnsanlar kendilerine cehennem kurmuşlar. Ateşten çıkmaları an meselesi. Ufak bazı noktaları bir görseler dünyada cennet yaşayacaklar. Ama hiçbirine gösteremedim. Onları ateşten çıkaramadım efendim. Bitkinim ve çok üzgünüm.´´ Mürşidi uzun uzun baktı gözlerine. Büyükler kısa ve öz konuşurdu. O da öyle yaptı: ´´Demek bizim küçük derviş hidâyet dağıtmaya soyundu öyle mi?.. Hidâyeti kim verir derviş?..´´ ´´Allah efendim, sadece Allah!..´´ ´´Öyleyse?...´´ ´´Anlıyorum Efendim bağışlayın!..´´ ´´Seni Allah bağışlasın. Haydi geç hücrene de iyi bir tövbe et, sonra gel bugünkü Kur´an dersini ver!..´´ Derviş hücresine geçti. Abdestini aldı, seccadesine oturdu ve tövbe etti Rabbine. Gözlerinden iki damla yaş süzülürken şöyle niyaz ediyordu derviş: ´´Nâr da senin nûr da!.. Cennetin kadar cehennemin de güzel? Bağışla beni sistemine kafa tuttum! Sadece dostlarım yanmasın, kurtuluversinler istemiştim. Hidâyet sendendir. Nâra seçtiklerin de, nûra seçtiklerin de güzel? Ben kimim ki?... N´olur bağışla!´´ (Alıntıdır) *** Hikâye bu kadar... Hidâyet, İslam dini terimidir. . Hidâyet; Hakkı hak, batılı batıl olarak görüp doğru yola girmek, doğru yola ulaşmak, dalâletten ve batıl yoldan uzaklaşmak, iman etmek anlamındadır.