Osman Aydoğan


Hazin bir kral hikâyesi: II. Ludwig (6)


II. Ludwig, konumunun gerektirdiği bir saygı ile askerler tarafından sıkı gözetim altında psikolojik tedavi görmek üzere Starnberg gölü üzerindeki Berg Şatosu´na gönderilir. Talihsiz kralın en sevdiği yerlerden biri olan Berg Şatosu çoktan bir hapishaneye dönüştürülmüş, pencereleri demir parmaklıklarla kaplanmış, kapıları sadece dışarıdan kilitlenebilecek hale getirilmiş ve her tarafa gözetleme delikleri açılmıştır. Kral son derece sakin, etrafına karşı soğuk ama naziktir. 13 Haziran 1886 günü akşamüzeri saat altıda II. Ludwig, Dr. von Gudden´le birlikte şatonun bahçesinde yürüyüş yapmak ister. Öğleden sonra saat altıda beraberce göle doğru yol alırken Dr. von Gudden korumalara takip etmemeleri için işaret eder. Saat yediye gelip de hiç kimse dönmeyince, geride kalan doktorlar ve hizmetkârlar aramaya gittiklerinde derinliği 1,5 m´yi geçmeyen Starnberg gölünün sularında II. Ludwig´in ve psikoloğu Dr. von Gudden´in cansız bedenlerini bulurlar. Bunun bir cinayet mi, boğulma mı yoksa bir intihar mı olduğu hiçbir zaman açıklık kazanamaz? Resmi açıklama, ?´intihar teşebbüsünde bulunan kralı, doktorunun önlemeye çalışmış olması ve boğuşma sırasında her ikisinin de boğulduğu´´ şeklindedir. Bir metre 90 santim boyundaki kral, derinliği bir metreyi geçmeyen kıyı şeridinde boğulmuştur nasıl olduysa... Doktoru se ufak tefek, çelimsiz bir adamdır kralla kıyaslandığında. II. Ludwig´den geriye kalanlar... Gerçekte ise şato, temel olarak Kralın kendi bütçesinden finanse edilir. Yetmediğinde ise borç alınır. Toplam maliyet ise 6.180.047 Mark´tır. Ne yazık ki Kral, bu şatoda sadece üç hafta kalabilir. Şato hiçbir zaman tamamlanamaz. II. Ludwig öldüğünde, şatonun yapımı olduğu gibi durdurulur ve müze olarak halka açılır. Kralın kalan borçları da ailesi tarafından ödenir. Taçlı başların, idare mevkilerinde bulunanların, gerçek güç sahiplerine ters düştükleri için yok edilebileceklerinin ne ilk ne de son örneğidir II. Ludwig olayı. Kennedy veya Prenses Diana mesela bunun günümüzden örnekleridir herhalde. İnsanların içinde değil kendi yarattığı seçilmiş bir dünyada yaşamayı tercih etmiş olması Kral II. Ludwig´in kader çizgisidir herhalde... İçinde sadece üç hafta kalabildiği, gerçeküstü bir dünyanın simgesi olan Neuschwanstein Şatosu ise Walt Disney´e ilham vererek bugün gerçeküstü bir başka dünyada, Walt Disney´in logosunda da var olmayı sürdürür. Ölümünden sadece altı hafta sona ziyarete açılmış olan şato bugüne kadar yaklaşık olarak 50 milyon ziyaretçi ağırlar. Avrupa´nın en güzel şatolarından biridir. Yükümlülükleriyle inançları arasında kalan, hayalleri, düşleri hayatın kendisine sunduğundan çok daha renkli olan, savaştan ve çatışmadan nefret eden, hassas yapısıyla, sanata, edebiyata, şiire ve güzel şeylere düşkün olduğu için kendisinden beklenen rolü oynayamayan ve bu yüzden de ondokuzuncu yüzyılın siyasal ve kültürel tarihinde büyük hayal kırıklarıyla ölen zamansız bir masal kralının (Der unzeitgemäße König) hazin hikâyesi hüzün veriyor insana.