Osman Aydoğan


Hazin bir kral hikâyesi: II. Ludwig (3)


Kral bundan sonra bir daha hiç bir zaman evlenmeyi düşünmez. Hayatında etkili olan tek kadın ise kuzeni Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth (Sisi)´dir. (Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth (Sisi)´yi anlatsam sanırım yine sayfalar dolusu yazı yazmam lazım. En iyisi hiç ben Sisi´den bahsetmeyeyim. Veya Sisi´yi ayrı olarak yazmalıyım! Veya siz Romy Schneder´i dünyaya tanıtan meşhur ?Sisi? filmini izleyin!) Bu platonik bir aşk ile dostluk arasında gidip gelen bir ilişkidir. Bundan sonra II. Ludwig kadınlarla pek ilgilenmemeye başlar, yalnız ve melankolik hali gittikçe artar. Nymphenburg Sarayı´nda doğan, gençliği Hohenschwangau Sarayı´nda babasının entelektüel çevresinde ve sanatla yoğrulan bir atmosferde geçen II. Ludwig, yalnızlığı ve melankolik hali arttıkça, gittikçe resim ve heykellerden ibaret bir hayatın içine çekilir. Bu hali siyasetten bunalan II. Ludwig´i, Montaigne´nin kalesi gibi gerçek dünyadan kaçacağı şatolar yaptırmaya sevk eder...

Neuschwanstein Şatosu

Böylece II. Ludwig, üç tane şato yaptırır. Bunlar Linderhof, Neuschwanstein ve Herrenchiemsee (Chiemsee Gölü´ndeki bir ada üzerinde) şatolarıdır? Linderhof Şatosu, Graswang Vadisinde, II. Maximilian´ın av köşkünün (Köningshauschen) bulunduğu bir yerde, II. Ludwig´in çocukluğundan aşina olduğu bir bölgede yapılır... Linderhof´un daha girişinde II. Ludwig´in Fransız Capetain Hanedanından bir uzantısı olan Bourbon Hanedanlığına olan hayranlığı göze çarpar. Giriş bölümünün tavanında Fransa kralı XIV. Louis´nin sembolü olan güneş arması, girişin ortasında da, XIV Louis´nin bronzdan heykeli vardır. Herrenchiemsee Şatosu´nu Fransa gezisinde Fransız Bourbon Hanedanının şatafatından çok etkilenen II. Ludwig, Versailles havasında bir yer olarak tasarlar. 1869 yılında yapımına başlanır ancak bitmesi on yıl sürer ve şato 1878 yılında tamamlanır... Gerçi burası boyut olarak Versailles yanında, bir kulübe gibi kalır, ama şaşaası hiç de Versailles´ı aratmaz.