Osman Aydoğan


Hani yaylam hani senin ezelin (2)


Günlerce yağan karlardan sonra hava açılıp, gün batıp da, gökyüzünde soğuktan tir tir titreyen yıldızlar pırıl pırıl gözüktüğünde, ışıl ışıl parlayan yıldız ışıkları ve uçsuz, bucaksız ve sonsuz bir beyazlığın altında uzaklarda Hindukuş dağları kıpırdamadan o büyük heybeti, görkemi, ihtişamı ve azameti ile sessiz ve sakin bir heykel gibi durduğunda zihnimde takılmış plak gibi dönüüüüp durmuştu işte bu türkü? Gökyüzü, yeryüzü, ova yüzü, bayır yüzü, dağ yüzü her yer kül rengi bulutlarla kaplandığında, doğudan bulutlar arasında sanki nurdan bir pencere açılıp da oradan da hâlâ karlı yüksekliklere güneş ışıkları epil epil, pırıl pırıl, ışıl ışıl, parlak parlak, sağanak sağanak saçıldığında; doğanın, karların, dağların, ışıkların, vadilerin, yamaçların, parlaklığın ve bulutların o coşkusunu içimde hissettiğimde zihnimde takılmış plak gibi dönüüüüp durmuştu işte bu türkü? Doya doya Erzurum´u gezmeli Kalem alıp kaşın gözün yazmalı Ne hoş olur o yaylanın güzeli Hani yaylam hani senin ezelin *** Kabil´e, Celâlâbâd´a o zaman bu ilk gelişimdi? Dünya ve Türkiye ile irtibatım sadece elimdeki transistörlü olan küçücük bir el radyosu idi? Tek dinleyebildiğim yayın da ?´uzun dalga´´ yayını idi.. Ve bu uzun dalga yayınından da tek dinleyebildiğim radyo ise; ?´Uzun dalga 1254 m Erzurum Radyosu´´ idi? Ve Erzurum Radyosu olunca da illaki de halk müziği ve halk müziği sanatçısı Raci Alkır olurdu!... Ve Raci Alkır´ın işte anlattığım gibi o zamanlardan zihnime kazınmış, dilimden hiç düşmeyen türküsü: ?´Hani yaylam hani senin ezelin´´ İşte anlattğım gibi; o dağlarda, o yaylalarda, o vadilerde, yaz aylarında, kış aylarında, ilkbaharda, sonbaharda hep bu türkü vardı zihnimde... Gün doğarken, gün batarken, gece, gündüz bu türkü vardı zihnimde... Dilimde, gönlümde, hayalimde hep bu türkü vardı zihnimde... ?´Hani yaylam hani senin ezelin´´ türküsü; bir aşk türküsüydü, bir gurbet türküsüydü, bir memleket türküsüydü, bir hasret türküsüydü, bir özlem türküsüydü, bir Türkiye türküsüydü... Ömrü gurbet ellerde geçmiş her duyarlı, her içten, her hassas insanın her dinlediğinde usul usul, için için, sessiz sessiz ağladığı bir türküydü; ?´Hani yaylam hani senin ezelin´´ Ve bu gurbet elde Kabil´de, Celâlâbâd´da Raci Alkır benim sadece kulaklarımda bir ses, gönül telimi titreten bir nefes değil de, sanki benim anam, benim babam, benim kardeşim ve orada, o muazzam yalnızlığımda sarıldığım bir can yoldaşımdı? *** Sonra, aradan yıllar geçti. Yıllaaaaar, yıllar geçti? Tam 25 - 30 yıl geçti? 2008 yılıydı. Bir gün duydum, haber aldım ki Raci Alkır böbrek yetmezliği nedeniyle Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yatıyordu. Benim Erzurum´a görevim gereği gitme imkânım yoktu. Bir arkadaşım da Erzurum´a gidiyordu. Kendisine bir miktar para verdim. Bir ´´vefa borcunu´´ ödeme adına şunları söyledim ona; ?´Alabilirsen bir buket çiçek al. Alamazsan bir paket çikolata al. Hastaneye git ve Raci Alkır´ı benim için ziyaret et. Raci Alkır´a selam söyle, geçmiş olsun dileklerimi ilet ve benim için ellerinden öp. O beni tanımaz ama ona de, ona söyle, o benim anam gibiydi de, o benim babam gibiydi de, o benim gardaşım gibiydi de.´´? Arkadaşım görevden döndüğünde dediğimi yaptığını, Raci Bey´in çok mutlu olduğunu ve bana teşekkürleri ve selamları olduğunu söyledi. Ancak üç yıl sonra Raci Alkır 16 Aralık 2011 günü akşam saatlerinde yine tedavi gördüğü Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde böbrek yetmezliği sonucu hayatını kaybetti. Ertesi gün büyük bir kalabalıkla Erzurum Lala Paşa Camii´nde düzenlenen cenaze töreniyle Erzurum Asri Mezarlığına defnedildi. Cenazesine de gidemedim? Muhtemeldir ki o gün o mahşeri kalabalık cenazeye Raci Alkır´ı türkü söylediği için, türkücü olduğu için gelmemişlerdi, o mahşeri kalabalık Raci Alkır´ın adam gibi bir adam olduğu için, gerçek bir sanatçı olduğu için gelmişlerdi. *** Şimdi doğal olarak sizler, eğer Raci Alkır´ı tanımıyorsanız, soracaksınız bana halk müziği sanatçısı olmasından öte kim bu Raci Alkır diye? Anlatayım kısaca? Raci Alkır 1933 yılında Erzurum´da dünyaya gelir. Racı Alkır aslen Erzurumludur hem de yedi göbek Erzurumludur.