Şaban Külhancıoğlu


GÜZELLİK YARIŞMALARI ZIRVALIĞI

Şu güzellik yarışmalarına gıcık oluyorum!.


Şu güzellik yarışmalarına gıcık oluyorum!.

Bu yarışmaları hangi amaçla neye hizmetle yaparlar, izleyenler nasıl bir haz alırlar tasavvur edemiyorum.

Pazarda kavun karpuz mu seçiyorsunuz arkadaş?

Yoksa evine mobilya, üstüne başına giyecek mi..? 

Bunları alırken iyisini, kalitelisini, biçimlisini, yakışanını yakışmayanını seçmekte haklısın.

Hadi onu anladık.

Neticede bunlara bir bedel ödüyorsun.

Ve bir ihtiyacını gideriyorsun.

Ama...

'Güzellik Yarışmaları' zırvalığı adı altında seçtiğin insan yahu!

İnsanları sadece dış görünüş ve davranışlarıyla kategorize etmek ne derece insani, ahlakı, vicdani, dini..?

Bu işi benim bir türlü aklım hafızalam almıyor!.

Bu konuda beni mazur görün!

Cehaletimi affedin!

Kapitalizmin her alanda gözümüzü maddi manada kararttığı bir dünyada bu güzellik yarışmaları birilerine belki de çok anlamlı gelebilir(!)

Toplumumuzun selameti (!) için gerekli de olabilir.

Zaten o hale geldik ki, gözümüzün gördüğü elimizin değdiği her şeyi maddi olarak ölçüyor tartıyoruz.

Kişileri oturduğu evinden tutun, kullandığı arabasına, kılığından kıyafetine kadar maddi bir değer biçiyoruz.

Kaliteli, ihtişamlı, yararlı, faydalı diyerek.

Şimdi de...

İnsan denen kainatın en şerefli mahlukatı addedilen varlığı da...

Kaşına, gözüne, boyuna posuna, eline, yüzüne, saçına başına bakarak ona belirli kıstaslar getirmeye kalkıyoruz.

'En güzeli'ni seçiyor olma saçmalığı ile.

Sen kimsin ve hangi cüretle insanı bu şekilde kategorize ediyorsun?

Zira O'nu yaratan o şekliyle layık görmüş yaratmış.

Kainattaki her şeyi O o haliyle uygun görmüş.

Senin güzel deyip göklere çıkardığını da, klasmana dahi sokmadığını da...

Sen hangi cüretle beğenip beğenmeme ukalalığını gösteriyorsun?

Rivayete göre birine 'çirkin' demişler.

O'da demiş ki ''benimi beğenmiyorsun beni yaratanı mı?''

O zaman...

Biz ne zaman insanların iç güzelliğini görmeye ve değerlendirmeye alacağız?

Biz ne zaman insanların iç dünyalarına misafir olmayı deneyeceğiz?

O'nun iç zenginliğini, duygularını, düşüncelerini, karakterini, kalbinden geçenleri, manevi hasletlerini(sevgi, saygı, merhamet...) görmek isteyeceğiz?

Ve onlara değer biçeceğiz.

Bu görünüş ve görüntü hastalığımız nasıl tedavi olur bilemiyorum?

Büyük derviş Yunus'un söylediği ''Biri var benden içeri'' sözünün anlamını daha ne zaman idrak edeceğiz?

Bu konuda soruları ve sözleri uzatmak mümkün. 

Zahiriyi değil de batıniyi