ERDİNÇ SANDALCI


GÖNÜL DOSTLARIM...


Mutlaka düşünmüşünüzdür, varlığımızın sebebini YARADANIN takdiri vede hayata gelmiş olmasının bir şans olması gerçeğini.. Her birimiz özgün varlıklarız..Ayrı bir kişilik.. Birbirimize tıpa tıp benzeyenemiz yok.. Yaptığımız her şey özel ve sadece kendimize aittir...

Medeni ilerlemeye ve teknolojinin baş döndürücü bir hızla ilerlemesine ters orantılı olarak , Ahlaklı ve Erdemli yaşama gayretleri ise büyük bir erozyona uğramaktadır.. Halbuki bütün Dinlerin ve Kutsal Kitabınızın amacı; İnsanları iyiye, güzele , doğruya, adil, Ahlaklı, seven, paylaşan, paylaştıran, yardımlaşma, tatlı bir tebessüm gibi insanın iç güzelliğini dışa vuran bir seviyeye getirmek bilinen bir gerçek değil midir?.

Sadece İnsan olarak doğmanın " İNSAN OLABİLMEK " adına kâfi ve yeterli olmadığı gerçeğini gözden uzak tutabilir miyiz.. Toplumda kendimizi gerçekleştirmek ( İNSAN OLABİLMEK ) için; İnsanlar arasında YARADANIN bizi görüyormuş gibi yaşamamız, düşünce ve davranışlarımızı içten sunmamız, yaratıcı, verimli, ve üretken olmamız, İnsanların ortak mutluluğu ile ilgilenmemiz, İnsanlarla doyurucu kalıcı ve sevgi içinde bir iletişim kurmamız  zor mu?..

Zor mu? ; Hem içimizdeki , hem de dışımızdaki  tabiatı güzelleştirmek" İNSAN OLABİLMEK" için...

Her insan kendisi için bir derstir..

Elverir ki , kendisini görebilsin.......