Osman Aydoğan


Gölge, Varlı ve Simülasyon (3)


İnsanın aklına bu noktada NASA da bilim adamı olarak çalışan Dr. Rich Terrile, yaptığı araştırmalar sonucu ortaya attığı bir iddia geliyor. İddiasında gerçekliğimizin detaylı bir hologram olduğunu savunan Dr. Terille, bunun üst bir aklın sonucu olduğunu söylüyor. Dr. Rich Terrile´nin açıklaması da şu şekilde: ?´Şu anda bizler kozmik bir bilgisayar yazılımı içinde bir dünyada yaşıyoruz ve bu dünyada tek bir bilinci farklı şekillerde yaşıyoruz ölüm, diye bir şey yok, hayat sadece bir rüyadır. Bizler sadece kendilerimizin hayalleriyiz.´´ Aslında bu teori daha öncede ?´simülasyon teorisi´´ adı ile ortaya atılmıştı. Dr. Terrile aynen Matrix gibi bir dünyada yaşadığımızı bunu da yeni yeni anlamaya başladığımız kuantum fiziği ile açıklayabileceğimizi belirtiyor. ?Kuantum fiziğinde maddeyi oluşturan parçacıklar gözlenmedikleri sürece kendilerini tanımlamazlar. Öyle bir simülasyon dünyada yaşıyoruz ki neyi gördüğümüz neyi görmeye ihtiyacımız olduğu ile ilgilidir.? Ve Dr. Terille ekliyor; ?´bir üst akıl bizim gerçekliğimiz ile oynuyor´´. Rich Terrile, ?Gelecekte dijital insanlar çoğalacaksa, neden biz de şimdiden öyle olmayalım?? diye soruyor. Görüşü destekleyenler ise insanların gelecekte yaşayan evrilmiş benliklerimiz, kendilerini ilerletmek gibi özel bir maksatla atalarının yaşayacağı farklı bir gerçekliği tasarlamış olabileceğini savunuyor. Dr. Terlle´ye göre bizim tutarlı işleyen bir evrende yaşamamız, bu görüşü daha savunulabilir bir hale getiriyor. Ayrıca evrenin yapıtaşları atom altı parçacıklara bölünebiliyor ve bunlar da pikselleri çağrıştırıyor. Haliyle evrenin bu yapısı onu teoride programlanabilir kılıyor. Birkaç paragraf önce anlattığım Levh-i Mahfuz bu anlamda neydi acaba? Ve gelin Arabî´nin Futuhat-ı Mekkiye´de bir gece Mekke´de tavaf yaparken gördüğü kırk bin sene önce ölmüş olduğunu söyleyen kişinin yedi bin sene önce yaşamış Hz. Adem sorusuna verdiği cevabını düşünelim: ?Hangi Hz. Adem´i soruyorsun; sizin atanız olan en sonuncusunu mu?? *** Şehriyar´ın bana söyledikleri takılmış bir plak gibi zihnimde dönüp duruyordu zaten: ?´Dünya benim tahayyülümün bir yansımasıydı?´´ derdi Şehriyar ve sonra devam ederdi; ?´Hayat ne kadar uzun olursa olsun, sadece bir anlık bir düştür. Görünüşü gerçekmiş gibi kabul etmek keder vericidir ve bütün felaketlerin nedenidir.´´ Ve anlatırdı Şehriyar; ?´Siz karmaşa içindesiniz, çünkü dünyanın içinde olduğunuza inanıyorsunuz, dünyanın sizin içinizde olduğuna değil? Bir kez, her şeyin içten geldiğini, içinde yaşadığınız dünyanın size değil, sizin tarafınızdan projekte edildiğini idrak ettiğinizde korkularınız sona erer. Siz sadece dış dünyanın gerçek olduğuna inandığınız sürece onun tutsağı olarak kalırsınız. Aslında ise ne beden ne de onu içeren bir dünya vardır; sadece zihinsel bir durum, rüyamsı bir hal vardır ki gerçekliği sorgulandığında kolayca dağılabilir. Biz sadece rüya görmekteyiz. Hatta bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur. Rüyalara gerçeklik atfettiğiniz sürece onların kölesisiniz. Rüyanızın rüya olduğunu idrak ettiğinizde uyanacaksınız. Dünya bir yansımadır. Ancak siz yansıma değilsiniz, yansımayı görensiniz. Önce, dünyanızın sadece sizin kendi yansımanız olduğunu idrak edin ve bu yansımaya kusur bulmaktan vazgeçin. Kendinizle ilgilenin, zihinsel ve duygusal bakımdan kendinizi düzeltin. İmgelemeden (hayal kurmadan) bakmayı, çarpıtmadan dinlemeyi öğrenin, hepsi bu. Esasta isimsiz ve şekilsiz olana isimler ve şekiller atfetmeyi bırakın. Her idrak- algılama şeklinin öznel (enfüsi, sübjektif) olduğunu, görülen ya da işitilen, dokunulan ya da koklanan, hissedilen ya da düşünülen, umulan ya da hayal edilen her şeyin gerçekte değil zihinde olduğunu idrak edin!. Düşünüp hayal edilebilen hiçbir şeyin kendiniz olamayacağını bir kez anladığınızda, imgelemelerinizden kurtulmuş olursunuz. Olduğunuzu sandığınız şey sadece telkin ya da imgelemedir. Önce siz olduğunuzu sandığınız kişi olmadığınızı anlayın. İşte o zaman huzuru tadacak ve korkudan kurtulacaksınız. Dünyanın hiçbir kusuru yoktur. Kusuru olan sizin ona bakış tarzınızdır. Sizi yanıltan kendi imgelemenizdir. Olmak için hiç kimse olmalısınız. Kendinizi bir şey, bir kimse olarak düşünmek ölümdür ve cehennemdir.´´ *** Keşke filozof olsaydım, keşke düşünür olsaydım, keşke teolog olsaydım ve keşke elim de kalem tutsaydı da düşündüklerimi yazabilseydim, bu kadar dağıtıp, karmaşık hale getirmeseydim?