GÖKSEL YILMAZ


Gerilim dinmiyor... -1-


Sanırım son yılların en gerilimli olaylarına şahitlik ediyoruz. Küçük bir kıvılcım 3. Dünya Savaşını başlatabilir.

Amerika, İran, Rusya, Suriye derken, şimdi de Çin ve Hong Kong arasında yaşanan gerilim ve Hindistan ile Pakistan arasında Keşmir krizi artarak dönüşü olmayan bir yola doğru gidiyor.

Pakistan, Cammu Keşmir eyaletinin özel statüsüne son veren Hindistan´a meydan okudu.  Pakistan´ın bağımsızlık günü kutlamaları için düzenlenen törende konuşan cumhurbaşkanı Arif Alvi,  Hindistan´ın uluslararası hukuku ihlal ederek Cammu Keşmir´in statüsünü kaldırmasını kınadıklarını söyledi.

Pakistan, Keşmir bölgesindeki gelişmelerin görüşülmesi için Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi´ne acil toplantı yapılması çağrısı yapıldığını açıkladı.

İki nükleer Pakistan ve Hindistan arasında gerilimin tırmanması uluslararası toplumda endişeye yol açarken, dikkatler BM Güvenlik Konseyi´nin acil toplantı talebine vereceği yanıta çevrildi.

Güvenlik konseyinin dönem başkanlığını yürüten Polonya´nın Dışişleri Bakanı Jacek Czaputowicz, Pakistan dışişleri bakanının mektubunun, güvenlik konseyine üye ülkeler arasında müzakere edileceğini söylemekle yetindi.

Pakistan ve Hindistan´ın kapladığı ve Asya alt-kıtası veya Hindistan alt-kıtası denen geniş topraklar 18. yüzyılın ortalarından beri İngiltere´nin sömürgesi idi. İngiltere burasını Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) sonunda 1763 Paris barışı ile Fransa´dan almıştı. İngiltere Hindistan´ı tam bir sömürge şeklinde idare etmekle beraber, özellikle 18´inci yüzyıldan itibaren yerli halk İngiliz idaresine karşı çok mücadele etmeye başlamıştı.

I. Dünya Savaşı sırasında İngiltere sadece Hintlerden meydana gelen bir askeri kuvvet oluşturdu ve bu kuvveti özellikle Orta Doğu´da kullandı. Bu yüzden, İngiltere 1919´da, Hindistan´daki bazı eyaletlerdeki bir kısım yetkilerini halk tarafından seçilen yerlilere bıraktı. Fakat bu küçük taviz Hindistan halkını tatmin etmekten uzaktı. Kaldı ki Büyük Britanya´ya karşı bağımsızlık hareketi de genişlemişti. Bağımsızlık hareketinde Hinduların lideri Mahatma Gandi ve Kongre Partisi, Müslümanların lideri ise Muhammed Ali Cinnah ve Müslüman Ligi idi. Bu liderlerin İngiliz idaresine karşı mücadeleleri uzun sürdü. İngiltere nihayet 1935´te, halk tarafından seçilmiş üyelerden meydana gelen eyalet meclisleri kurulmasını kabul etti ve 1937´de ilk seçimler yapıldı.

Bütün Asya´daki sömürgelerde olduğu gibi, II. Dünya Savaşı´nda Britanya Hindistanı da Hindistan Milli Ordusu adı ile bir kuvvet Japonlarla beraber savaştı. Bunun sonucunda Büyük Britanya 1942´de Hindistan üzerindeki kontrolünü daha da gevşeterek, hükümetin yerli halktan olması esasını getirdi. Sadece savunma ve dışişlerini kendi elinde tuttu. Aynı zamanda yaptığı bir açıklama ile de savaştan sonra Hindistan´a bağımsızlık vereceğini bildirdi.