Osman Aydoğan


Geçmişten bir hain adam ve şimdikiler... -4-


Tuvaletiyle meşgul olurken pervasız davranırdı. Arada bir dönüp bana hışımla bakar ve derhal şirin bir eda ile tebessüm ederdi. Bu şiir, onun güzel tebessümünü ifade edebiliyor mu bilmem?´´´

 ?´İsmini bilmezdim fakat tanırdım,

Ne yosma bir çiçek takışı vardı.

Kızıl saçlarını ateş sanırdım,

Güneş nuru gibi yakışı vardı.

Öyledir, gün, şafak söktüğü zaman,

-Göllere gölgeler çöktüğü zaman-.

Saçını çözüp de döktüğü zaman,

Dalga dalga düşüp akışı vardı.

Hüsnünde bir eda var ki asıydı,

Beni harab eden o edasıydı,

Sevdalı gönlümün aşinasıydı,

Yüzüme bir şirin bakışı vardı.´´

 (Aksaray: 1313 teşrin-i evvel)

Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Latince, İspanyolca, Arapça, Farsça, Arnavutça ve Ermenice dillerini okuma, yazma ve konuşma düzeyinde çok iyi derecede bilirdi. Bu lisanlara da öylesine hâkimdi ki, ana lisanı zannedilir.

Dr. Müfit Ekdal bir anısında O´nu şöyle anlatır;

 ?O´nu tedavi ediyordum. Benim hastamdı. Bir Ramazan günü yolda giderken simitçi görür ve simit canı çeker. Adamcağız simidi yerken polis görür ve apar topar karakola götürür ve ?Ramazan´da neden simit yiyorsun?´ diye sorar. Aslında Müslüman olan hastam da sıkıntılı durumdan kurtulmak için ?Ben Müslüman değilim. Yahudi´yim? deyip işin içinden sıyrılmak ister. Karakola haham getirilir. Hastam da İbranice ve Musevilik inancı hakkında da bilgi sahibidir. Hamamla bir süre konuşurlar ve haham polise: ?Bal gibi bizdendir Yahudi´dir´ der.´´

Kısacası eskilerin deyimiyle hezârfen (bin hünerli) bir adamdır.

Dağınık haldeki makalelerinin pek çoğu Abdullah Uçman tarafından derlenip yeniden yayımlanmıştır.

Şiirlerini topladığı ?´Serab-ı Ömrüm´´, ilk olarak 1934´de Lefkoşa´da basılır. Abdullah Uçman tarafından 2005 yılında hazırlanarak yeniden basılır (Serab-ı Ömrüm, Kitapevi Yayınları, İstanbul 2005, Yayına hazırlayan: Abdullah Uçman) (Bu şiirlerinden birkaçına yine yazımın sonunda yer veriyorum.)

Bir kısım anıları da yine Abdullah Uçman tarafından toparlanarak ?´Biraz da ben konuşayım´´ ismiyle 1993 yılında yayınlanır. (İletişim Yayınevi, İstanbul 1993, Yayına hazırlayan: Abdullah Uçman) Yine Abdullah Uçman tarafından "Abdülhak Hamid ve Mülâhazât-ı Felsefiyesi" adlı eseri İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları´ndan yayınlanmıştır.