Osman Aydoğan


Geçmişten bir akil adam ve şimdikiler (3)


Kısacası eskilerin deyimiyle hezârfen (bin hünerli) bir adamdır. Dağınık haldeki makalelerinin pek çoğu Abdullah Uçman tarafından derlenip yeniden yayımlanmıştır. Şiirlerini topladığı ?´Serab-ı Ömrüm´´, ilk olarak 1934´de Lefkoşa´da basılır. Abdullah Uçman tarafından 2005 yılında hazırlanarak yeniden basılır (Serab-ı Ömrüm, Kitapevi Yayınları, İstanbul 2005, Yayına hazırlayan: Abdullah Uçman) Bu şiirlerinden birkaçı; Hiç unmayacak bir asabi derd-i serim var ?´Hiç unmayacak bir asabi derd-i serim var, Nazlım, bugün ayrılma yanımdan kederim var! Ben bihaberim kendi sürekli elemimden, Gel nabzıma bak! .Tut şu soğuk cansız elimden. Hiç unmayacak bir asabi derd-i serim var, Nazlım, bugün ayrılma yanımdan kederim var!´´

Dilek ?´Dilerim ki fânî dünyâda kimse Ömrünü mihnetle telef etmesin. Fakat kâmil adam olmak isterse, Elem çektiğine esef etmesin.´´ Harab Mabed ?´Vardım eşiğine yüzümü sürdüm, Etrafını bütün dikenler almış. Ulu mihrabında yazılar gördüm, Kimbilir ne mutlu zamandan kalmış! Batan güneşlerin ölgün nigahı Karartıp bırakmış o kıblegahı Mazlum bir ümmetin baht-ı siyahı Viran kubbesinde gölgeler salmış.´´ Gözlerin ?´Ruhumda gizli bir emel mi arar Gözlerime bakıp dalan gözlerin? Aklıma gelmedik bilmece sorar Beni hülyalara salan gözlerin! Nigâhın gönlüme - ey perî - peyker! - Leyâl-i hasretin hüznünü döker; Karanlıklar gibi yığılır çöker İçimde yer edip kalan gözlerin! Huzûrunda bâzen benliğim erir, Tavrın hulûsumdan şübhe gösterir. Bâzen de ne olmaz ümidler verir Sabr ü karârımı alan gözlerin! Gamzende zâhir, ey ömrümün vârı! . Füsûn-ı hüsnünün bütün esrârı. Neşr eder âleme reng-i bahârı Koyu menekşeye çalan gözlerin! Sihirdir, şüphesiz, bütün bu şeyler; Bakışın zihnimi perişan eyler. Bana aşk elinden efsane söyler, Aşka inanmayan yalan gözlerin!

Bir kısım anıları da yine Abdullah Uçman tarafından toparlanarak ?´Biraz da ben konuşayım´´ ismiyle 1993 yılında yayınlanır. (Biraz da ben konuşayım, İletişim Yayınevi, İstanbul 1993, Yayına hazırlayan: Abdullah Uçman) Yine Abdullah Uçman tarafından "Abdülhak Hamid ve Mülâhazât-ı Felsefiyesi" adlı eseri İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları´ndan yayınlanmıştır. Ömer Hayyam çevirileri, Tevfik Fikret hakkında incelemesi ve Darülfünun´da vermiş olduğu felsefe derslerinin ders notları kitaplaştırılarak ?´Felsefe Dersleri´´ adıyla yayınlanmıştır. Bu eserin transkripsiyonu 2001 yılında Dr. Münir Dedeoğlu tarafından günümüz Türkçesiyle yeniden yayınlanmıştır. (Felsefe Dersleri, sadeleştiren: Yrd. Doç. Dr. M. Münir Dedeoğlu], Kasım 2001, 511 S., ÜBL Yayınları, Felsefe Dizisi: 102.) Hakkında çokça yazılmıştır. Ancak en detaylısı Yazar Hilmi Yücebaş tarafından yazılmıştır. (Hayatı, Hatıraları, Şiirleri, Hilmi Yücebaş, Milli Eğitim Yayınları, 1978) (Birçok yayınevi tarafından bu kitabın baskıları yapılmıştır.) İşte bu anlatılan şahıs, Rıza Tevfik (Bölükbaşı)´dır. Namı diğer ?´Feylozof Rıza´´dır.. Kurtuluş Savaşı döneminde Artin Kemal´in, Cenap Şahabettin´in ve Hüseyin Daniş´in arkadaşı Rıza Tevfik´tir. Yüzelliklerden olan Refik Halit (Karay) ve Refi Cevat (Ulunay)´ın da dava yoldaşı Rıza Tevfik´tir.. Yine o dönemin tescillenmiş ve tasdiklenmiş hainlerinden Artin Kemal´den başka, Sayit Molla, Damat Ferit, Şeyhülislam Mustafa Sabri ile aynı cephede olan Rıza Tevfik´tir.. Osmanlı delegesi olarak, Sevr Antlaşması´nı imzalayan Rıza Tevfik´tir? Sevr delegelerden biri olan Rıza Tevfik bir Paris gazetesine demeç verir, demecinde der ki Rıza Tevfik; ?´İngilizlerden çok şey öğrendim. Fransız medeniyetine tutkunum. Bende his ve fikir itibariyle beğenilecek ne varsa sizindir. Bende fena olan her şeyin kaynağı benim.´´ Kuva-yı Milliye karşıtlığı gerekçesiyle Yüzellilikler listesinde yer alır ve 1922 ve 1943 yıllarını Arap illerinde sürgünde geçirir. Sürgün yıllarında Hicaz, Amerika, Ürdün ve Lübnan´ da yaşar.