ERDİNÇ SANDALCI


FUTBOLSUZ BİR DERBİ


Önceki akşam Ülker Arena Stadında hiçte adına yakışmayan tatsız , tuzsuz, yavan bir derbi maçına şahit olduk... Her iki takımında maç öncesi beklenti ve hayallerini gerçeğe dönüştürecek bir futbol ortaya koyduklarını söyleyebilmek pekte gerçekçi olmaz sanırım... Ligde bulundukları konumları itibariyle, her iki takımda sahaya mutlak kazanmak için çıkmışlardı.. Ama ne var ki , maçın başlama vuruşuyla ilk yarının bitimine kadar geçen süreye baktığımızda , her iki takımda neticeyi kendi takımlarının Lehine çevirecek pozitif oyun anlayışı kalitesinden yoksun, pozisyon yaratma zenginliği yönünden de bir hayli cılız ve silik göründüler sahada... İlk 45 dakika boyunca diyebiliriz ki her iki takımın kalecilerine pek fazla bir iş düşmedi.. Oyun genellikle her iki takımın kalecilerinin kale sahası ve ceza sahalarının uzağında , orta alanda amacına yönelik olmayan pasların, Futbol adına birbirlerine üstünlük sağlayacak güzel hareket ve varyasyonların yaşanmadığı , her iki takımında karşılıklı yakaladıkları birer gol pozisyonlarından yararlanamamalarının dışında Hasan Alinin de kırmızı kart görmesiyle sıkıcı, zevksiz, kalitesiz denk kuvvetlerin mücadelesi şeklinde geçen bir 45 dakika izledik.. Taki Galatasaray´ın atmış olduğu gole kadar... Galatasaray´ın ikinci yarıya 1- 0 önde başlamasının avantajıyla oyuna daha fazla ağırlığını koyması, Fenerbahçe´nin ise bir oyuncu eksiğine rağmen skoru kendi Lehine çevirmek adına her türlü riskleri göze alması oyuna renk, hareket ve güzellik getirmesi beklenirken durum hiçte öyle olmadı... Fenerbahçe rakibinin etkisiz ve pasif oyunundan da cesaretlenip yapmış olduğu yerinde ve olumlu değişikliklerle de zaman zaman Galatasaray kalesinde yaratmış olduğu kontrataklarla da tehlike yaratmaya başladı.. Bu direniş ve ataklar sonunda meyvesini verdi.. Sol taraftan gelişen bir Fenerbahçe atağında akıllıca ileriye çıkıp hücumda çoğalmaya destek veren Elif Elmas , ceza sahası içerisinde Galatasaray defansının hatasından da yararlanarak yakaladığı pozisyonu affetmeyerek sert ve güzel bir vuruşla topu Galatasaray kalecisinin şaşkın bakışları arasında sol üst köşeden ağlara gönderdi.. Ve durum eşitlendi.. (1-1) Fenerbahçe bulmuş olduğu gölün hemen arkasından Alperle bir gol şansı daha yakaladıysa da bundan istifade edemedi... Galatasaray´a gelince, orta sahası ve hızlı ileri uç adamlarıyla daima oyunu önde kurma , önde oynama " Oyun Felsefesinde" ne golü attıktan sonra , nede gölü yedikten sonra taktiksel anlamda neticeye etki edecek en ufak bir değişiklik olmadı.. Sonuç olarak , karşılıklı atılan iki güzel gölün dışında güzel oyun sanatından yoksun bir DERBİ MAÇINI daha futbolsuz, tatsız ,tuzsuz ve heyecansız geride bıraktık.... Kaybedenleriyle ...