ERDİNÇ SANDALCI


FENERBAHÇEDE TÜKENMİŞLİK SENDROMU..


Milli maçlar dolayısıyla Lige verilen boşlukta, 21 günlük ara ve çalışmalar Fenerbahçe takımının oyuncuları üzerinde ne teknik, ne taktik nede fizik kaliteleri açısından oynadıkları futbola gözle görülen kayda değer bir durum yaratmamış. Eski tas, eski hamam.. Oyunun başında her zaman olduğu gibi saman alevi gibi parlayan, yaz yağmuru gibi kısa süren (30 Dakika) göz boyayan, yüksek tempoda rakibinin üzerine sağlı sollu ataklarla gidip rakibi kendi sahasına hapsedip üstünlük yaratma düşüncesindeymiş gibi görünüp , sadece iki gol pozisyonu bulup bunlardan yararlanamayan Fenerbahçe , ilk yarının bitimine az bir zaman kala savunma güvenliğinin de kaybolduğu bir anda , savunmasının arkasına atılan bir kontratak topunu yakalayan Ankaragüçlü oyuncunun sol çaprazdan attığı golle devreyi ( 1- 0 ) yenik bitirdi... Fenerbahçe´ye gönül vermiş taraftarlar her şeye rağmen ikinci yarıda skoru Lehine dönüştürecek bir Fenerbahçe beklerken , Ankaragücü karşısında geçmişteki rahatsızlığının 21günlük çalışmaları sürecinde dahi, saha içindeki hastalığa çare üretemediğinin acı sinyalleriyle karşılaşıyordu gelecek maçlar için.. Rakibini seyreden, koşmayan, doğru ve isabetli pas yapamayan ,oyuna bir türlü hakim olamayan, kolektif otun anlayışının dışına çıkıp tek başına fazla topla oynama çabaları da, takımdaki güç irtifa kaybına neden olmaya başlamıştı her zamanki gibi... Sonunda Fenerbahçe ikinci yarının başlarında Hasan Aliyle yakaladığı bir pozisyonu gole çevirmesi de, tribündeki taraftarın tansiyonunu düşürüp , en azından rahat bir nefes almasına neden oluyordu... Maçın son beş dakikasında saha içinde yaşanan olaylar, hiçte görmek istemediğimiz , tasvip görülmeyecek olaylardı... Büyük takım oyuncusu olmak bilincini ve şuurunu böylesine kritik maçlarda , serinkanlı olup korumaya çalışmalıyız.. Öfke baldan tatlıdır, derler. Çok doğru bir sözdür. Çünkü öfke kadar insan düşüncesini sapıttıran başka bir şey yoktur.. Allah korusun takımın geneline yayıldığında bunun gelecekteki acı faturasının bedeli sadece size değil, kulübümüze ve sizi en kötü şartlarda dahi destekleyip yanınızda olan taraftarlarınıza kesmiş olursunuz... O bakımdan büyük takımın oyuncusu olma özelliğini ve sorumluluğunu gerek saha içinde, gerekse saha dışında örnek teşkil edecek şekilde taşımalıyız... Sırtınızdaki formanın Fenerbahçe forması olduğunu sakın unutmayın.. Asil ve soylu..! PROFOSYONELLİK almış olduğunuz bedelin karşılığını kuruşuna kadar vermeniz demektir sahada.. Bu zorlu süreçte sinirlerinize hakim olamayıp, takımı sahada eksik bıraktığınızda hem kendinize , hem de takımınıza ihanet etmiş olursunuz.. Benim bildiğim sporcunun kabadayılığı sahada elle değil, rakibin ağlarını ayakları ve kafasıyla atacağı gollerle sarsmakla olur.... Sonuç olarak görülen odur ki, Fenerbahçe de gelecek maçlara umut olabilecek her hangi bir değişiklik yok.. Eski tas, eski hamam....