Osman Aydoğan


Fatih Sultan Mehmet


Bugün kısaca Fatih Sultan Mehmet´i anmak istiyorum? Ama önce size bir şairimizden ve onun bir şiirinden bahsedeyim? Kıymeti, değeri, derinliği ve zenginliği yaşarken ?belki de hâlen - anlaşılmayan- ve ?´Garip Akımı´´ içerisinde bir garip kalmış bir şairimiz var: Asaf Hâled Çelebi? Asaf Hâled Çelebi´nin de güzel bir şiiri var: ?´Mâra´´ Ve şiir şöyle başlardı: ´´Bilmemek bilmekten iyidir. Düşünmeden yaşayalım Mârâ.´´ Birçok dilde (mesela Arapçada) ?kadın? anlamına gelen Mâra, Budizm´de Buda´yı baştan çıkarmaya çalışan, dünyevi güzellikleri simgeleyen kadının da adıdır. 15´inci yüzyılda yaşamış, Trabzon imparatoriçesinin yeğeni, II. Murat´ın haremine girmiş, Bizans imparatorunun evlenmeye çalıştığı ama başaramadığı zengin bir kişidir Mâra aynı zamanda... Mâra´yı bazı kaynaklar da Sırp asıllı yapar. Yorgos Leonardos´un ?´Hırıstiyan Sultan Mâra´´ (İnkılap Kitapevi, 2004) isimli tarihi romanı bir kişisel maceranın sürükleyiciliği çerçevesinde ortaçağ Balkanlar´ını canlandırır. Sırbistan hükümdarının kızı, II. Murad´ın eşi, Fatih Mehmet´in saygıdeğer analığı ve neredeyse son Bizans İmparatoru Konstantin Paleologos´un eşi olacak olan Mâra Brankoviç Komnenos´tur Mâra. 15´inci yüzyılda Güneydoğu Avrupa´nın tarihine yeni bir yön veren bu olaylar kitabın sayfalarında yeniden canlanır. Sırp kralı Brankoviç´in kızı Osmanlılar arasında çok ünlü olmuş, Fatih ondan anamız diye söz etmiştir. Bazı kaynaklarda Mâra Sultan diye geçmiştir. Fatih Sultan Mehmet kendisini yetiştiren bu saygıdeğer analığına Balkanlarda ?´Küçük Ayasofya´´ diye bir yer alır ve bu konuda (halen Topkapı Sarayı´nın arşivinde bulunan) bir de ferman çıkarır. Fatih Sultan Mehmet fermanda saygıdeğer analığına ?´anam Despina´´ diye hitap eder... Fatih´in karısı Gülbahar Hatun da Hristiyan´dır, hiçbir zaman da dönmemiştir İslam´a. Hristiyan olarak da defnedilir. Alman tarihçi Franz Babinger, Gülbahar Hatun´un Arnavut kökenli olduğunu yazar. Fetihten sonra Papa, Fatih Sultan Mehmet´e bir mektup yazar ve der ki mektubunda Fatih´e: ?´Hristiyanlığı seçin! Sizi Doğu Roma imparatoru olarak selamlayalım.? Zaten Fatih Sultan Mehmet´in resmi unvanı da ?Kayser-i Rum? yani ?Romalı Kayser´´ (Sezar) dır. Çoğu Batılı tarihçiler de Fatih´ten III. Roma İmparatoru olarak bahsederler. Viyana Üniversitesi Tarih Bölümü hocalarından özel sohbetlerimde çok duydum bu sözü? Prof. Dr. Bertrand Michael Buchmann´ı burada yâd ile anıyorum. Buchmann´a göre Fatih İstanbul´u fethettiğinde Doğu Roma İmparatorluğu´nu yıkmamıştır, adını değiştirip (Osmanlı İmparatorluğu) bütün kurumlarıyla geliştirip III. Roma İmparatorluğu olarak yaşatmıştır. Bu nedenle de Fatih III. Roma İmparatorudur. Tarihçi Erdoğan Aydın´ın ?´Fetih ve Fatih´´ (Kırmızı Yayınları, 2012) diye bir kitabı var... Yazar bu kitabında Fatih´in Anadolu´da döktüğü kanların Balkanlarda döktüğünden çok daha fazla olduğunu yazar. Anadolu´daki Germiyanoğulları, Menteşoğulları, Aydınoğulları ve Karamanoğulları devletleri Fatih tarafından zorla ve kan dökülerek Osmanlıya katılırlar. Hele hele Karamanoğlu Devletine diz çöktürmek için Osmanlının Anadolu´da döktüğü kanın haddi hesabı yoktur? (Otlukbeli savaşını da çoook önceleri bu sayfalarda anlatmıştım) Şehzade Orhan (2. Sultan Orhan) da Bizanslı bir imparatorun damadıydı. Ve Fatih´e karşı Konstantiniyye surlarını savunanlar arasında 600 askeriyle Şehzade Orhan da vardı!