Ömer Seyfettin´in Falaka isimli hikayesini okudunuz mu bilemem ama çocukken öğretmenimiz bize okutmuştu sonra Atatürk´ün duvardaki resmine dönüp eğer burada falaka asılı değil sizinle konuşa konuğa gülerek eğlenerek dünya değerlerine eşit. Latin alfabesiyle bir eğitim yapıyorsak bunu Atatürk´e borçluyuz demişti. Çocukluk zekamla öğretmenimin Ömer Seyfettin´in hikayesinde olduğu gibi birini düşünmüştüm çocukken çok yaramazdım her gün dayak yemeyi falakaya yatırılmayı gözümün önüne getirmiştim yada hoca efendinin yanında duran büyük sopayla kafama vurup her gün şişmiş kafayla eve gittiğimi düşünür hoş görüşüz ne dediğini anlamadığım sadece yere bağdaş kurup dayak korkusuyla öğrenmenin zorluğunu düşünürdüm. Falaka hikayesindeki hocanın eşeğinden bile değersiz olmak çok acı gelmişti bana niyemi anlattım ben fakir bir aileden gelirim Osmanlıda saray eşrafı çocuklarına yabancı ülkelerde yabancı hocalarla eğitim verirken halk cahil sadece sadist duyguların ağır bastığı eğitimcilerle eğitime mecbur edilir. Halkın cehaletide sarayın işine gelirdi geçenlerde internete bir görüntü düştü çocuğun birine kuran kursunda eğitimci adı altındaki hafız terlikle saldırıyor yine Osmanlıdaki eğitimi öven yayınlar aslı astarı olmayan söylemlerle halkın Osmanlı sevgisine bürünmesi isteniyor. İşte Osmanlıdaki eğitim 2017´deki elinde terlikle çocuğa saldıran hafızdı ve daha da kötüsü Fethullah gülenin falakasına bile yatan kişilerin anlatımı vazgeçtik. Dayaktan dayak cennetten çıkma sözüne inanan sapıkların yatılı dini yurtlardaki kız çocuklarına değil erkek çocuklarına bile tecavüzlerini duymaktan bıktık ben son nefesimde bile diyeceğim ki yaşa Varol Cumhuriyet aziz vatan ruhun şad olsun sevgili atam
