AHMET MURAT


?EN? OLMA BASKISI?


Mahalle baskısı ekonomi baskısı cerrahi baskı... İnanamıyorum Özge Şeker öldü yazısı dikkatimi çekti. (Öncelikle Allah rahmet eylesin. Yakınlarının acısını paylaşıyor, sabırlar diliyorum.) Acaba kim, ne olmuş, nasıl olmuş merakımla yazının devamın okudum. Fenerbahçe personeli ve üyesi olan Özge Şeker 78 kg. olduğu için mide küçültme ameliyatı olmuş. Sonrasında akciğerleri su toplamış. Neticesiyle vakit zaman gelince her şey bahane. Herkes oluyor olmaya çalışıyor. Size belki abartılı gelecek ama bankadan kredi çekip ameliyat olanları duydum. Bir ara sezaryen yöntemi ile doğum modası gibi herkes bu akımın içinde olmayı istiyor. Sakın ola bu durumu hafife aldığım düşünülmesin. Benimde bu konudaki meylim azımsanmayacak düzeydeydi. Sağlığım, yemeye olan aşkım beni oldukça zorluyordu. Aile üyeleri ve hekimim bu konuda son derece netti. Ben kıyısından dönenlerdenim. Nasıl? Bir zamanlar 90-60-90 olan şimdilerde sıfır beden ölçülerinle, okka gibi olmayan burnunla, çıkık olması makbul olan elmacık kemiklerinle, çenenle, dişinle, alnınla, göğsünle, karnınla, kalçanla bacağınla bir tornadan geçmek gerekir gibi. Sıfır beden olmak için pamuk yutan, ömrü diyet yaparak aç biilaç gezen, cerrahi yardım alan, belini inceltmek için kaburgasını kırdıran (yabancı yıldız Demi Moore), güzelleşmek uğruna verilen mücadele. Savaşın yalnız süvarisi kadınları dört nala yakalayan erkeklerde meydanlarda. Kadın erkek hepimizde bir memnuniyetsizlik bir en olma hali. Aslında biz kendimizi seviyoruz. Artı ya da eksi hallerimizle. Ama toplum bizi kabullenmek için enleri yakalamak istiyor. Aynılaştırmak, kendi gibi görmek istiyor. Bunu istiyor yada zorunda hissediyor. Yolda çok şişman , çok zayıf yada siyahi birini gören insanlar sanki uzaydan gelmiş ilk insanı görüyor izlenimi içerisinde odaklanıyorlar.Okumaya gelen siyahi gençlere seni kim bu kadar yaktı gibi abuk sabuk alaycı usluba şahit de oldum. Merak ediyor, yok sayıyor, alay etmesi gerekiyormuşçasına davranıyor. Zenci olmak, şişman olmak, kısa olmak bir suçmuş gibi. Yadırganıyor. Manavdaki elma, vitrindeki en moda elbise yada ekonomik değeri olmayan bir ürün gibi. Özümüz yok gibi. Montajı yapılan robot gibi. Bunu isteyen insanların güdüleri ile beslenen sektörü de küçümsememek gerekiyor. Savaş hep bir savaş var. Bedenlerimize ruhlarımıza karşı emperyalist güçlerin açtığı savaş. Empatiyle, hoşgörüyle kazanacağız savaşı. Hoşçakalın