Osman Aydoğan


Dostlarımız azaltır, düşmanlarımızı çoğaltırken? (2)


Ebû Müslim´in giderek güçlenmesi, Halife Mansur´u iyice kaygılandırır. Harp meydanlarında yenilemeyen bu büyük komutan bir görüşme bahanesiyle davet edildiği Irak´ta hileyle öldürülür... İşte Ebû Müslim´in en büyük talihsizliği de onun Abbasi hanedanlığı tarafından kullanılmış olmasıdır. Ebû Müslim, Abbasiler lehine Emevî devletini ortadan kaldırmış, Abbasilerin kurulmasına katkı sağlamış, Abbasilere hilafet makamını altın tepsi içinde sunmuş fakat onlar tarafından katledilmekten kurtulamamıştır. Ebû Müslim, Abbasiler tarafından kullanılmış, ancak tarihteki her örnekte olduğu gibi tehlikeli olunca da ortadan kaldırılıp çöpe atılmıştır? Ebû Müslim hakkında yazılı eser pek azdır. Ebû Müslim´i roman şeklinde anlatan iki kitap bulunmaktadır; Birincisi Faik Bulut´un ?´Ebû Müslim Horasânî, Bir İhtilalcinin Hikâyesi´´ (Su Yayınları, 1999) isimli kitabı, diğeri ise Corci Zeydan´ın ?´Ebû Muslim Horasânî´´ (Milenyum Yayınları, 2010) isimli kitabıdır. Ebû Müslim hakkındaki diğer bir kaynak kitap da Mesruri Geda´nın ?´Eba Müslüm´ün Tabutu´´ isimli kitabıdır. (Can Yayınları, 1996) Ayrıca Türkolog Prof. Dr. İrene Melikoff´un, 1962´de Fransızca yayınladığı "Türk-İran Epik Geleneği İçinde Horasan Teberdarı Ebû Müslim´´ (Abu Muslim, le "Porte-Hache" du Khorassan dans la tradition épique turco-iranienne) adlı bir kitabı bulunmaktadır. 1969 yılında Tamer Yiğit´in başrolünü oynadığı bir Yeşilcam filmi de vardır; Eba Müslim-i Horasan-i (Kimi bölgelerde Ebû yerine Eba denilir.) Günümüzde uluslararası ilişkilerde ulaşmış olduğumuz ?´değerli ve tehlikeli yalnızlığımız´´ı ve mahalle kabadayısı edası ile sağa sola attığımız afrayı, tafrayı; tarihin aktörü ve tanığı Ebû Müslim Horasanî´nin Emevîlerin yıkılışı ile ilgili ve her türlü ittifaklar konusunda bir strateji ilkesi olan şu sözü ile beraber düşünmeliyiz diye değerlendiriyorum; ´´Onlar (Emevîler); zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarını kazanmak için yakınlarına aldılar. Yanlarına aldıkları düşmanları dost olmadığı gibi, uzakta tuttukları dostları da düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu.´´ ?´Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!´´ değil mi? Ebû Müslim gibiler bile Abbasiler tarafından kullanılıp tehlikeli olunca da ortadan kaldırılıp çöpe atılırmış? Hayat ileriye doğru yaşanır, ancak geriye doğru anlaşılırmış... Geleceğe ilişkin öngörüler kökleri tarihte olan ve buradan beslenen bitkiler gibiymişler... Tarih insana ne olduğunu öğrettiği gibi, ne olacağını da öğretirmiş... İbn-i Haldun ünlü Mukaddime´sinin giriş bölümünde tarihin zahiri, açıkça görülen anlamı dışında bir de saklı anlamı olduğuna dikkat çeker ve derdi ki: ?Tarihin içinde saklanan mana ise incelemek, düşünmek, araştırmak (...) hadiselerin vuku ve cereyanın sebep ve tertibini inceleyip bilmekten ibarettir.? ve ´´ibret alınsaydı´´ derdi ya Mehmet Âkif o ünlü şiirinde; düşünülseydi, hayat geriye doğru anlaşılsaydı ve ibret alınsaydı bu tarihi şahsiyetten (Ebû Müslim) kimbilir ne dersler çıkarılırdı!