Osman Aydoğan


Dönme!


Yıl 2004? Tarih ile ilgili bir sempozyumda izleyici olarak bulunuyordum... Bir profesör konuşuyordu? Konu birden Ahmet Vefik Paşa´ya geldi ve bu profesör alaycı bir eda ile ?´dönmeydi´´ dedi? İtiraz için elimi kaldırdım, sempozyumu yöneten bir başka profesör söz vermedi. Sempozyum sonunda soru cevap kısmı da olmadı? Sempozyum sonunda bu profesöre de ulaşamadım... İtirazım içimde kaldı?. İtirazım şu idi? Acaba Ahmet Vefik Paşa´ya ?´dönmeydi´´ diyen profesör, Barbaros, Mimar Sinan, Sokullu´nun kimler olduğunu biliyor muydu? Bütün tarihçilerce Osmanlının en büyük veziri kabul edilen Sokullu´nun 21 yaşında bir Sırp kilisesinde org çalarken devşirildiğini bilir miydi bu profesör? Varlığını Türk toplumunun dizilerden haberdar olduğu Pargalı İbrahim Paşa´nın, Mustafa Celaleddin Paşa´nın, 1878´de imzalanan Berlin Antlaşması´nda Osmanlı´yı temsil eden üç kişiden biri olan Mehmet Ali Paşa´nın kimler olduğunu biliyor muydu bu profesör? İbrahim Müteferrika´yı, Humbaracı Osman Ahmet Paşa´yı, 1729´da Osmanlı´da ilk modern itfaiye birliğini kuran Ahmet Paşa´yı tanıyor muydu bu profesör? Neyse uzatmayayım Osmanlı´da görev yapan toplam 218 sadrazamın sadece 101´inin Türk kökenli olup, geri kalan 117´sinin farklı etnik kökenlerden gelmekte olduğunu yanı açıkçası bütün bu saydığım isimlerin hepsinin ve farklı kökenli sadrazamların birer dönme olduğunu biliyor muydu ki bu profesör? Evet Ahmet Vefik Paşa da dedesi Bulgarzâde Yahya Efendi olan hem ana hem de baba tarafından Rum kökenli bir dönmeydi? Ancak Ahmet Vefik Paşa´ya dönme diyen profesör keşke Ahmet Vefik Paşa kadar Türk olsaydı diyorum. Niye mi? Bakın anlatayım? Ahmet Vefik Paşa (1823 ? 1891); Osmanlının devlet adamıdır, diplomatı, çevirmen ve oyun yazarıdır, Türkçülük hareketinin öncüsüdür, ilk Osmanlı Meclis-i Mebusanında İstanbul vekili ve bu meclisin başkanıdır, iki defa maarif nazırlığı (eğitim bakanı) ve iki defa başvekillik (sadrazamlık, başbakanlık) görevini yapmıştır, devlet adamlığının yanı sıra aynı zamanda 16 dil bilen bir bilim adamıdır. Ahmet Vefik Paşa; Tanzimat döneminde milliyetçilik ve Türkçülük fikirlerinin en önde gelen ateşli savunucusudur. Türk diline büyük önem veren Ahmet Vefik Paşa´nın ilk Türkçe sözlüklerden birisi olan ?´Lehçe-i Osmanî´´ isimli bir kitabı vardır. Sözlükteki Türk kelimesinin açıklamasında Osmanlıların, büyük Türk milletinin bir parçası olduğunu ilk defa ortaya koyar. Gerçek bir aydındır ve aydın bir devlet adamı olmakla birlikte asıl ününü edebiyat alanında koyduğu eserlere borçludur. Ziya Gökalp´in ?´Türkçülüğün Esasları´´ kitabına göre Osmanlı içinde bulunan Türkçülerden birisidir. Türkçülüğü sözde kalmamıştır. Evindeki mobilyalardan giysilere kadar hepsi Türk malıdır. Çok sevdiği kızı Avrupa modeli bir terlik almak için çok ısrar ettiği halde, evime Türk ürünlerinden başka bir şey giremez diyerek kızının bu arzusunu reddeder. Ahmet Vefik Paşa bizim bildiğimiz asker paşalarından değildir. 19 Mart 1877´de Osmanlı Meclis-i Mebusanının açılışı ile kendisine pa¬şa unvanını kazandıran vezirlik rütbesi verilir. (26 Mart 1877). 1878´de tekrar Maarif Nazırı, daha sonra da sadrazam olur. Yüzyıllardır kullanılan ?sadrazam? sözcüğünü ?başvekil? olarak değiştiren de kendisidir. Yıllardır kullandığımız ?´başvekil´´ sözcüğü Türkçeye kazandıran Ahmet Vefik Paşadır. Şimdi anlatacağım şu iki vaka sanırım Ahmet Vefik Paşa´yı daha iyi anlamamızı sağlar. Önce birinci tarihi vaka: Yıl 1878. 93 Harbi diye bildiğimiz 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde Osmanlı Ordusu yenilmiş Rus ordusu Ordu Komutanı Grandük Nikolay Nikolayeviç komutasında Yeşilköy´de karargâh kurmuşlardır.