24 Haziran seçimlerinin bitmesiyle birlikte ekonomide ve döviz kurunda gözle görülür iyileşmelerin yaşanması beklentisi şimdiye kadar hayal oldu. Döviz kuru her geçen gün yükselmeye devam ediyor. Ne yazık ki, şimdiye kadar izlenen politikalar bu yükselişin önüne geçebilmiş değil. Kabine yeni oluştu, fazla eleştirmemek gerekiyor. Ama bundan sonra ne gibi adımların atılacağı merak konusu. Yapılacak reformlar bu kötü gidişatın önüne geçebilecek mi? Yatırım yapmayı planlayan işadamları önlerini görebilecek mi? Yastık altındaki altınlar piyasaya çıkacak mı? İşsizlik azalacak mı? Türk Lirası değer kazanacak mı? gibi sorular henüz cevap bulmuş değil. Hal böyle olunca da herkes endişeli ve panik içerisinde. Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz kurundaki yükselişin önüne geçmenin ve enflasyon ile mücadele etmenin en keskin yolunun Milli Paraya geçmek olduğunu ifade etti. İthalat ve ihracatlarda milli paraların kullanılması çağrısını yeniledi. Rusya ve İran ile alışverişlerde Türk Parası kullanılırken, bu yelpazeyi genişletmek için Çin ile de anlaşma çabaları içerisine girildi. Bu ülkelerin sayısını çoğaltarak Amerikan Doları´na olan bağımlılığı kırmak ve Türk Lirası´na olan güveni temin ederek paramızın değer kazanması planlanmak isteniyor. Umarız düşündükleri istedikleri gibi herşey yolunda gider ve biran önce Türk Lirası hak ettiği yere gelerek daha fazla iş, daha fazla aş vererek ülkemizi layık olduğu yere getirebilirler.
