Oğuz Gümüşkaynak


Doktor olmak


Çocukluk yıllarımdı Amerikan süt tozundan yapılan süt ve yoğurttun okullarda yine Amerikan unundan ekmekmi poğaçamı ne olduğunu bilmediğimiz süt ağırlıklı hamurla beslenme diye önümüze konan yiyecekleri yediğimiz yıllardı öğretmen sorardı sık sık ne olacaksınız diye kızlar genelde öğretmen erkekler ise doktor olacağım. Derdi biz doktoru öyle pek sık göremezdik mahallemizde iğneci Hacı Ömer emminin dışında tıp adamı bilmezdik. Hasta olduğumuzda iğneci Hacı Ömer emmi evimizde görmek istemediğimiz. Tek insandı kocaman cam şırıngası çaydanlıkta ısıtılan su doktoru devlet yada sigorta hastanesinde hasta ziyaretlerinde görürdük zaten doktor sayısında çok azdı belli isimlerdi yıllarca kesmiş dikmiş ellerinden geçmeyen ameliyat olmayan hasta kalmamıştı büyüklerimiz Kayseri´deki bu doktorların ismini söylerken bile saygı duyarlardı çocuk zekamızla doktora gidenin ölmeyeceğine inanırdık zaten tıp fakülteleri Ankara ve İstanbul dışında hemem hemen yoktu doktorluk kutsal meslekti. Bir çok söylemlere konu olmuş bir meslek ölümleri doğal olarak gören kesmek biçmek biçerken keserken hayatların ellerinde son bulması öldü demekten daha ziyade eksi oldu demek zaman zaman parası olmadığı için doktora gidemeden ya sakat kalan yada ölen insanlar hastanın canı pahasına da olsa pazarlık konusu olan insan hayatları deney uğruna binleri deney tahtası yapan savaş zamanı doktorları ne olursa olsun Allah muhtaçta etmesin yokluğunuda vermesin dediğimiz doktorlar şimdi mahalledeki iğnecilerden köylerdeki yaşlı köy kadını ebelerden özel hastaneler sağlık ocakları her türlü özverilerine rağmen tacize uğrayan hakaret edilen tıp emekçileri ben yinede iyimser bir pencereden bakarak diyorumkı 14 mart tıp bayramı bütün tıpçılara kutlu olsun