Osman Aydoğan


Dil Bayramı´mızı kutlarken!... (7)


Çocuk bir bardağı mı kırdı, tepki hemen hazırdır: ?´Aptal, salak, geri zekâlı?´´ Okulda öğrenci ödev mi yapmadı, dersine mi çalışmadı, tepki hemen hazırdır: ?´Aptal, salak, geri zekâlı?´´ İşyerinde de aynıdır... ?´Aptal, salak, geri zekâlı?´´ Goethe´nin bir söz vardı: Goethe derdi; ?´insanlara olduğu gibi davranırsanız olduğu gibi kalırlar, olabileceği gibi davranırsanız olabileceği gibi olurlar.´´ Eğitim bilimciler davranışları etkilemenin en iyi yolunun; ?´olumsuz yorumlarda´´ bulunmak değil, ?´olumlu pekiştirmelerde´´ bulunmak olduğunu, ?´yanlış işleri eleştirmek´´ yerine ?´doğru işleri pekiştirmek´´ için zaman harcandığında daha iyi sonuç alındığını, insanlardan ne beklerseniz onların da onu verdiklerini söylüyorlar? Ama bunu ne anladık ne de uyguladık? Sonunda da Aziz Nesin haklı olur? Eğitim bilimciler; ?´İnsanın kendisine değer verildiğini ve takdir edildiğini hissetmesi gerekir?? derler? ??Kendisini değersiz hisseden, baskı altında kalan ve örselenen insanlar düşünemezler´´ derler? ´´Kendisini değerli hissettiğinde mükemmel olmayacak insan yoktur´´ derler? Ülkemizde; evde, okulda, işyerinde, idari ve yönetim sistemimizde sistematik bir biçimde üzerek, eğerek, ezerek bir insan yetiştirme sistemi vardır. Eğitim ve yönetim sistemimiz sistematik bir biçimde insanımızın kendisini değersiz hissetmesi üzerine kurulmuştur. Hâlbuki antropologlar ?´insanın karakterini dik yürümekle kazandığını´´ söylüyorlar. Biz ise diz çöktürmeye çalışıyoruz? Yine eğitim bilimciler ?´bir çocuğun kaderini belirleyen bağımsız ve en güçlü etkenin çocuğun kendisi hakkındaki düşünceleridir´´ derler? *** Bir başka alanda da siyasal hitabet sanatında da kimi gayeler zaman zaman tersi sözcük ve kavramlar kullanılarak sunulmaktadır. İkinci Dünya Savaşında Almanlar toplama kamplarını ?´Die Arbeit macht frei´´ (çalışmak özgür kılar) sözcükleri ile isimlendirmişlerdir. Keza ABD tarafından Irak işgali ?´demokrasi getirmek´´ kavramıyla perdelenmiştir. Keza 1974 Kıbrıs müdahalesi ?´Barış Harekâtı´´ olarak nitelendirilmiştir. Günümüzde de barış simgesi olan zeytinin kullanılarak isimlendirilen ?´Zeytin dalı harekâtı´´ buna bir örnektir... Veya bir ?´demokrasi getireceğiz´´ diyorsunuz koskoca bir ülkeyi işgal edip dokuz milyon insanı yerinden yurdundan ediyorsunuz? Veya ?´ileri demokrasi´´ süreci de? Her türlü antidemokratik tasarrufun adıdır ?´ileri demokrasi´´. Keza ?´fıtrat´´ kelimesi de? Fıtrat; Allah´ın canlılara doğuştan kazandırdığı bir özelliktir? Kedinin fıtratında tırmalamak vardır gibi... İnsanın fıtratında nankörlük vardır gibi... Ama bir karayolunun fıtratından bahsedilemez... Bir madenin fıtratından bahsedilemez... Ama 300 kişi ihmalden, tedbirsizlikten, kâr hırsında toprağın altına gömülmüş, bir ?´fıtrat´´ diyorsunuz, dini bir terim ya, akan sular duruyor, kimsenin aklına artık hesap sormak gelmiyor... Bir ?´Külliye´´ diyorsunuz bin odalı bir israf sarayının üzerini örtüyorsunuz? Keza bir ?´istikşaf´´ kelimesi ile sonuçlarını beğenmediğiniz bir seçimi tekrarlayabiliyorsunuz? Otoriter yönetimlerde sözcüklerin içeriğine ve ne anlama geldiğine de güç sahipleri karar vermektedirler. Günümüzde de benzer örnekler siyasal hitabet sanatında sıkça kullanılmaktadır.Siyasal hitabet sanatında gayelerin bir farklı sözcükle nasıl saklandığına en iyi örnek ?´Orta Asya´´ kavramıdır. Bütün Tarih kitaplarında bugün Orta Asya diye ifade ettiğimiz bölgenin adı 18´inci yüzyıla kadar ?´Türkistan´´ idi. ?´Orta Asya´´ ifadesi İngilizlere aittir. Doğrudur, Londra´dan bakarsanız orası Orta Asya´dır. Bizler de İngilizlerin ifadesiyle bu bölgeye ?´Türkistan´´ yerine ?´Orta Asya´´ diyerek, Türk milletinin üç bin yıllık tarihini ve bu bölge ile olan bağını bir sözcükle silip attık? Şimdilerde ne Doğu Türkistan´ı bilen kaldı ne de Batı Türkistan´ı?