Osman Aydoğan


Dil Bayramı´mızı kutlarken!... (5)


Bir başka açıdan da yabancı sözcüklerin varlığı ulustan kopuk bir aydın kesim yaratmaktadır. Çünkü her yabancı sözcük geldiği dilin kültürel taşıyıcısı olmaktadırlar. Dilimizde gereksiz yere duran yabancı sözcükler, Türkçelerinin ölümüne neden olmaktadır. Kimi kök sözcüklerin ölü kalması, pek çok yabancı sözcüğe karşılık bulunmasını engellemektedir. Yabancı tek bir sözcük için Türkçe bir kök sözcük ve bu kökten türetilebilecek yaklaşık 400¹² sözcük feda edilmektedir. Teknik bir sözcük olan Compüter ?´Bilgisayar´´ olarak Türkçeleştiğinde Türkçeleştirmeye karşı olanlar ?´Leyla Sayar´ın kardeşi mi diye küçümsemişlerdi? Keşke sadece Compüter değil, ?´otomobil´´ de, ?´telefon´´ da ?´televizyon´´ da ve sayamadığım nice teknik yabancı sözcükler de Türkçeleşseydi? Dilimizi Türkçeleştirilirken eski sözcükler de ata ata dil sığlaştırılmıştır. Örnek olarak; ?´Birinci Dünya Harbinde Çanakkale muharebelerindeki Arıburnu mücadelesi´´ diye ifade edildiğinde üç boyuttan bahsedilmektedir (harp, muharebe ve mücadele). Arapça bir sözcük olan ?´harp´´ karşılığı Türkçe ?´savaş´´ iken, yine Arapça bir sözcük olan ?´muharebe´´ ve ?´mücadele´´ sözcüklerine Türkçe sözcükler üretilmemiştir. Yukarıda verdiğim örneği ?´Birinci Dünya Savaşında Çanakkale savaşındaki Arıburnu Savaşı´´ diye söylendiğinde üç boyutlu bir dünyadan tek boyutlu bir dünyaya inerek düşünce yoksulluğu yaratılmıştır. Yine güncel bir ifadeyle ?´şampiyon Fenerbahçe´´ diye şarkı söylendiğinde bir tek Türkçe sözcük kullanılmamaktadır. Çünkü ?´şampiyon´´ Fransızca kökenli, ?´fener´´ Rumca kökenli, ?´bahçe´´ ise Farsça kökenli sözcüklerdir. Eğer yabancı sözcük diye ?´fener´´ ve ?´bahçe´´ sözcükleri Türkçe´den atılırsa Türk edebiyatı da kökten yok edilir. Bugün Mustafa Kemal Atatürk´ün ?´Gençliğe Hitabesi´´ ilk hali ile okunduğunda verdiği anlamla Türkçeleştirilmiş hali ile okunduğunda verdiği anlam bir değildir. ?´Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur´´ ifadesindeki anlamı, ?´Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki soylu kanda bulunmaktadır´´ ifadesi vermemektedir. Dilimize yerleşmiş ve artık Türkçeleşmiş yabancı sözcükler değiştirilmeye zorlanmamalıydı, onun yerine yeni özellikle teknik yabancı sözcüklerin (televizyon, telefon, faks, internet, otomobil vb.) yerine Türkçe sözcük konulmalıydı? Ne yazık ki dilimizi Türkçeleştirirken yapılan yanlışlıklar verdiğim bu örneklerle sınırlı değildir, yapılan yanlışlıklar saymakla bitmez. Benim burada uzun uzun anlattığım bu kısmı vaktiyle Çetin Altan bir yazısında bir cümleyle anlatmıştı : ?Birkaç yüz kelimeye sığıyorsa dünyanız, Matisse´nin balıklarına bakmayın, anlamazsınız.? (Henri Matisse 1869 ? 1954- 20. yüzyılın en önemli ressamlarındandır. Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir. En önemli eserlerinden birisi de ?´Red Fish´´ -Gold Fish- Kırmızı Balıklar´dır?) *** Ve İncil´de geçen bir ayet: ??Sorun; bu dünyada insan olmanın ne anlama geldiğini tanımlamaya yetmeyecek kadar az kelimeye sahip olmamızdır. Ve Dünyada en büyük trajedi, insanoğlunun uyanamadan ölecek olmasıdır.´´ Fransız yazar ve diplomat Jean Giraudoux´un bir sözüydü: ?Önce bir dil katledilir, ardından onu konuşanlar.? Türkçe´nin kullanımındaki ?´nitelik´´ sorunu... Dil bilimcileri ?´Gerçeğin manipülasyonu için en temel araç kelimelerdir. Kelimelerin anlamına hükmedebiliyorsanız, bu kelimeleri kullanması gereken kişileri de kontrol edebilirsiniz´´ derler. Mitolojide sözcük; varlığın bir simgesi, adlandırılması, göstergesi değildir, onun gerçek bir parçasıdır. Mitolojik görüşe göre her nesnenin özü adlarda saklıdır. Adlara egemen olmasını, onları kullanmasını bilen kimse, nesneler üzerinde de bir egemenlik kazanır.