Osman Aydoğan


Dil Bayramı´mızı kutlarken!... (11)


Bütün problemlerimizin temelinde iletişim eksikliği vardır? Yaşadığımız karmaşıklık bizi ezmektedir... Bu nedenle de anlık resimlere odaklanıyoruz, değişim süreçlerini kavrayamıyoruz... Şimdiye kadar kelimelerin nicelik olarak azalmasını ve nitelik olarak da kalitelerinin bozulmalarını anlattım?. Bundan sonra da bu şekilde bozulan kelimelerin üzerimizdeki etkilerini anlatacağım. Kelimelerin duygu ve düşüncelerimize etkisi üzerine? Fransız felsefeci, edebiyat eleştirmeni, edebiyat ve toplum teorisyeni Roland Barthes´in da güzel bir kitabı vardı: ?´Bir Aşk Söyleminden Parçalar´´ (Metis Yayıncılık, 2010) Barthes kitabında; ?´Âşık olduğumuzda kullandığımız dil, her zaman konuştuğumuz dilden çok farklıdır´´ der ve ´´bir kere ilk mesajı verip, ´seni seviyorum´ dedikten sonra sözlerinizle, davranışlarınızla içinizdeki duyguyu karşı tarafa sonsuz bir akış şeklinde tekrarlamalı, ilişkiyi derinleştirmelisiniz´´ diye yazar. Jacques Salome ve Sylvie Galland isimli iki yazarın ?Ah Kendime Bir Kulak Versem? (Sistem Yayıncılık, 2002) ismini verdikleri kitaplarında ?ilişki terörü? diye bir kavramdan bahsederler. Bu terörde kanlı bıçaklı olmaya gerek yoktur, ikili ilişkilerde, evliliklerde pek mutat olduğu üzere ?´surat asmak´´ bile terörün en uç noktasıdır. Erotik edebiyatın pirlerinden Anais Nin´in bir yazısında şöyle yazardı: "Aşk asla eceliyle ölmez. Kaynağını beslemeyi bilmediğimiz için ölür. Körlükten, hatalardan ve ihanetlerden ölür. Hastalanarak ve yaralanarak ölür? yorularak, solarak, matlaşarak ölür." Anais Nin´in söylediği gibi bu kültürde, bu coğrafyada, bu topraklarda genellikle aşkı beslemeyi bilmeyiz biz? Çizerini hatırlamadığım bir başka karikatürde ise, orta yaşın üzerinde bir kadın kocasına soruyordu; ?´Kocacığım, hatırlıyor musun, bana en son ?seni seviyorum´ dediğinde tam on yıl önceydi.´´ Erkek istifini bozmadan, okuduğu gazeteden kafasını kaldırmadan cevap veriyordu; ?´Düşüncemde bir değişiklik olursa sana söylerim.´´ Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. İnsanlar sevdiklerini söylemekte hep kıskanç ve cimri davranırlar... Bizler genellikle sevgi sözcükleri konusunda cimriyizdir. Sevgi sözcüklerini pek kullanmayız? Amerikalı karikatürist Jules Feiffer´in bir karikatüründe kahramanı şöyle diyor: ?Harika bir kızla tanıştım. Bütün dostlarıma ve çalışma arkadaşlarıma kendisinden söz ettim. Sokaktaki yabancılara bile kızdan bahsettim. Hemen herkese anlattım. Tabii kendisinden başka! Ona bu avantajı neden vereyim ki?? Yahudi asıllı ABD´li psikolog Haim Ginott´a ait bir şikâyetin en iyi formülü? X, Y ve Z teorisi?X: Ne yaptığının tespiti? (toplantıya geç geldin) (odan dağınık!) (yemek yemedin!) Y: Bu olayın senin üzerindeki etkisi (seni merakla bekledik) (üzüldüm) Z: Ne yapması gerektiği (gecikeceğini haber verebilirdin) (bizden yardım isteyebilirdin)... Davranışları düzeltmek için ?´hastalıklı bir eleştiri´´ yerine davranışların karşı tarafı nasıl bir sıkıntıya soktuğuna dikkat çeken bir terbiye tarzı çocuklara ve insanlara daha fazla empati kazandırır? Yani ?´yaramazlık yaptın!´´ yerine ?´bak onu ne kadar üzdün!´´ denmesi daha uygundur... Bütün psikologların üzerinde fikir birliğine vardıkları üç mutluluk formülü var: Şükretmek, iyilik yapmak ve yaptığın işi sevip daha çok konsantre olmak! Şükretmek, hayattan duyduğun memnuniyeti ifade etmek, hatta bunu düzenli olarak yazmak ve söylemek, sadece insanın keyfini yerine getirmekle kalmıyor. Kaliforniya Üniversitesi´nin araştırmasına göre fiziksel sağlığı düzeltiyor, enerji seviyelerini yükseltiyor, acı ve yorgunluğu azaltıyor! Mutlu olmak için çalış, iyilik yap, şükret!