Osman Aydoğan


Dil Bayramı´mızı kutlarken!... (1)


Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dil Kurumu (TDK)´nu dernek olarak kurar ve TDK da kuruluşunun hemen ardından 26 Eylül 1932´de ilk Türk Dili Kurultayı´nı toplar. Dil bilimcilerin, yazarların ve halkın katıldığı kurultayda da 26 Eylül Dil Bayramı olarak kabul edilir. İşte bugün 86´ncısını kutladığımız Dil Bayramı bu bayramdır. Bu bayram sanılanın aksine sadece Türkçe Dil Bayramı değildir. Bu bayram sadece Türkçe kelimeler kullanma bayramı da değildir. Adı üstünde: ?´Dil Bayramı´´dır. Bu bayram, dilin ve kelimelerin nicelik ve nitelik olarak doğru kullanılmasının bayramıdır. Bu bayram ?´dil´´in ?´düşünce´´ ve ?´kültür´´ ile olan ilişkisinin bayramıdır. Günümüzde sağlıklı beslenme revaçta bir konudur? Bu maksatla onlarca kitap yazılmakta, TV programları hazırlanmakta ve insanlar sağlıklı beslenme konusunda zaman harcamakta ve kafa yormaktadırlar? Bu nedenle de yiyeceklerimiz ve midemiz için çok hassas ve seçici davranıyoruz. Yiyeceğimiz domatesi manavdan özene bezene seçiyoruz, yiyeceğimiz elmayı, armudu seçe seçe alıyoruz. Ancak aynı özeni zihnimizden geçirdiğimiz kelimelere ve düşüncelere göstermiyoruz. Kötü, kokmuş ve çürümüş bir meyveyi yediğimizde nasıl bir sonuçla karşılaşıyorsak, aynı sıfatlı bir kelimeyi veya düşünceyi zihnimizden geçirdiğimizde de daha kötü ve korkunç bir sonuçla karşılaşırız. TV´lerde, basında, yayında, kitaplarda varsa yoksa ?´besin´´ ve ?´beslenme´´. Ancak ?´besin´´ ve ?´beslenme´´den çok daha hayati bir konu olan ?´dil´´, ?´kelime´´ ve ?´düşünce´´ üzerinde kimsecikler kafa yormuyor. Bugün güya ?´Dil Bayramı´´! Resmi makamlar kuru kuru kutluyor... İzleyin TV kanallarını, var mı bakın bu konuyu gündeme taşıyan bir kanal? İnşallah beni yanıltırlar! Onlar, o TV kanalları, o boyalı basın ?´dil´´, ?´kelime´´, ?´düşünce´´ ve ?´kültür´´ konusunu gündeme getirmeyebilirler. Ama mademki bugün ?´Dil Bayramı´´dır, bu konuyu ben gündeme getireyim ve bayramımızı kutlayalım o zaman! 86´ncısını kutladığımız bu ´´Dil Bayramı´´nda kutlama anısına dilimizi, zihnimizden geçirdiğimiz ancak ilaç niyetinde olan kelimeleri, kelimelerin düşünce ve kültür ile olan ilişkilerini anlatayım...´´Dil Bayramı´´ diye neyi kutladığımızı anlatayım... Her yazımı okuyun demem? Daha önce de bir vesile ile yayınlamıştım bu yazımı. Ama bu yazımı, eğer daha önce okumamışsanız, uzunluğuna takılmaksızın mutlaka ama mutlaka okuyun derim. Görün ki ´´Dil Bayramı´´nın maksadı nedir? Hz. Allah, Hz. Adem ve Hz. Hava´yı yarattıktan sonra meleklere onlara secde etmelerini söyler. Melekler de Hz. Allah´a ?´neden Hz. Adem ve Hz. Hava´ya secde etmeleri gerektiğini´´ sorarlar. Hz. Allah da meleklere ?´çünkü onlara varlığı tanımlamaları için kelimeleri verdim´´ der. İşte bu kelimeler (sözcükler) bizim temel iletişim aracımızdır? Kelimeler bireyin özgürce düşünmesi ve düşünceyi özgürce açıklaması için tek araçtır. Kelimeler Hz. Allah´ın bize verdiği ilaçtır aynı zamanda. Zaten İngiliz şair, roman ve hikâye yazarı Rudyard Kipling (1865-1936) de ?´Kelimeler insanlık tarafından kullanılan en güçlü ilaçtır´´ derdi? Şu sözler Mahatma Gandi´ye ait; ?´Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelerinize dönüşür, Düşüncelerinize dikkat edin, duygularınıza dönüşür, Duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür, Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür, Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerlerinize dönüşür, Değerlerinize dikkat edin, karakterinize dönüşür, Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür.´´ Gandi´ye göre; ?´düşüncelerimiz kaderimizdir.´´