Osman Aydoğan


Dersu Uzala


?´Dersu Uzala´´ 1975 yılında çekilen Akira Kurosawa´nın yönettiği Rus- Japon ortak yapımı, gayet sakin bir şekilde akan ve çok uzun sürmesine rağmen hiç sıkıntı vermeyen, müthiş diyaloglara sahip mükemmel bir filmdir. Akira Kurosawa ise sinema tarihinin en önemli ve etkileyici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilen Japon bir sanatçıdır. Akira Kurosawa işsiz kaldığı 1960 ve 1970 yılları arası sonrası intihara teşebbüs eder, ölümden dönen Kurusawa Rusların teklifi ile Dursu Uzala flmini Ruslarla ortaklaşa çekerler. Filmin muazzam film müziğini 2009 yılında vefat eden Rus besteci Isaac Schwartz yapar. Isaac Schwartz da film boyunca ağaçların, rüzgârın, tipinin, doğanın melodisini müziğine işler. Film, Rus gezgini Vlademir Arseniev´in 1923 yılında yayınladığı anılarından yola çıkarak çekilir. Güç koşullar altında iki yıl çekimi süren film 1976 yılında en iyi yabancı film Oscar´ını da kazanır. Kurosawa da bu ödülü iki kez kazanan tek yönetmendir. 20´inci yüzyılın başlarında, bir askerî haritacı Rus Yüzbaşı (Vlademir Arseniev), Rus Uzak Doğu´sunda Mançurya Ormanlarında araştırma yaparken, atalarının yaşamından pek farklı olmayan bir hayat süren yaşlı bir Moğol avcıyla (Dersu Uzala) karşılaşır. Yüzbaşı Arseniev Dersu Uzala adındaki bu bilge adamdan çok şey öğrenir. İşte bu yaşlı avcıyla bu yüzbaşının yaşadıklarıdır Dersu Uzala... Soğuk kış şartlarında yaşanan ölüm kalım mücadelesi içindeki onurlu bir hikâyedir Dersu Uzala.... Doğru olanın doğa ile savaşmak, doğayı kendimize uyarmak değil, doğa ile birlikte yaşamak olduğu mesajını verir Dersu Uzala? Bizim bu Dünyaya ait olduğumuzu ama bu dünyanın bize ait olmadığını anlatır Dersu Uzala? Şehir denilen dev hapishanelerde ve ev denilen ?´kutularda´´ tüm özgürlüklerden ve insanın tabiatından tamamen uzak bir nasıl yaşadığımızı bize anlatır Dersu Uzala? Vahşi kapitalizmin canavar kollarında tüketim girdabına kapılarak ?´tüketici´´ adıyla nesne olarak yok olan insanın yok olmadan önceki doğallığını anlatır Dersu Uzala? Modernitenin antitezidir Dersu Uzala? Arseniev Dersu hakkında yazdığı kitapta onun engin doğa bilgisiyle kendisini sıkça şaşırttığını itiraf eder. Aynı şekilde çok iyi bir iz sürücü olan Dersu, izin hangi canlıya ait olduğunu bilmekle kalmıyor aynı zamanda izi bırakan canlının yaşını, cinsiyetini, herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığını, izi bıraktığı zaman dilimini, bir olay yaşadıysa olayın niteliğini yine o izden anlayabilmektedir. Arsenyev, Dersu´nun izlerde gördüğünden çok daha azını kelimelere döküp kendisine aktardığını ve aktarmadığı çok daha fazla şeyi bildiğini düşünür. İlk karşılaştıklarında Rus asker sorar: ´´Kimsin sen? Çinli mi? bir Koreli mi?´´ Dersu Uzala: ´´Hayır, ben bir gezginim!´´ Nereli olduğuna hayatta verilecek en güzel cevaplardan birisi verir dersu Uzala. Dersu fakirdir. Geçimini avcılıkla sağlamaktadır. Evet Dersu Uzala bir avcıdır... Ama aynı zamanda doğanın zor şartlarıyla mücadele edip, geçimini de doğadan sağlamasına rağmen, ona zarar vermekten kaçınan bir avcıdır Dersu Uzala... Bir gün bir barakaya rastlar Dersu. Bir süre barakanın içinde ve dışında dolaştıktan sonra eskiyen yerleri onarır ve Yüzbaşı´dan da bir miktar yiyecek ister. Yiyeceği ne yapacağını soran Yüzbaşı´ya Dersu, onlar ayrıldıktan sonra barakaya gelecek olanları düşünerek yiyecek bırakmak istediğini söyler. Gelecek olan insanları görmeden, tanımadan, kim olduklarını bilmeden böylesi bir şeyi düşünen sanki eski bir Anadolu bilgesidir Dersu Uzala.... Birgün ormanda bir kaplan kafileyi takip eder. Kaplanın vurulma riski vardır. Dersu kaplanla konuşur, kaplana vurulmasın diye kaçması için yalvarır, bağırarak söyler kaplana; ´´neden bizi takip ediyorsun? Bizim seninle işimiz yok bu tayga hepimize yetmez mi? Ormanda yeterince yer yok mu?" Dersu ormanda hiç suçu olmayan kaplanı yanlışlıkla öldürdüğü için doğa ananın adaletinde kendisinin de cezalandırılacağını düşünür. Vicdan azabının hükmünü doğa anaya bırakır. Bu nedenle hendini her gün bir parça daha yer, bitirir. Bir gün Yüzbaşı´yla beraber tabiatın vahşi pençeleri arasında kalakalınca bir an bile bocalamaz ve hayata sımsıkı sarılır Dersu. Kendisi ayakta kaldığı gibi Yüzbaşı´sını da ölümden kurtarır. Dersu´ya bir hayat borçlu olan Yüzbaşı, minnetle teşekküre hazırlanırken Dersu son derece aldırışsız, şöyle diyecektir: "Beraber geldik, beraber çalıştık, teşekkür gereksiz."