Oğuz Gümüşkaynak


Deli kim akıllı kim?


Doğup büyüdüğüm mahallem Hacıkılıç Kayseri´nin göbeğinde mahallemle ilgili anılarını anlat deseler kocaman bir roman olur. Ama mahallemin bazı tipleri vardı ki bu gün bile hala o günkü kişilikleri ile gözlerimin önünden hiç gitmezler. Örneğin bir deli Memedimiz vardı ki deli Mehmetimizi ne biz nede bizden önceki kuşaklar hiç unutmaz. Mahalle fırınında fırıncı çırağı idi her ne hikmetse cehalet mi şımarıklık mı çocuklarında büyüklerinde eğlencesi idi. Garip nedeni kendine zarar verene hiç bir şey yapmazdı gider zavallı suçsuz kendini korumak isteyen her kimse ya taşlar yada etrafta kimse yoksa etraftaki evlerin camını kırar yada küçük bir ayakkabı tamircisi olan Hacıkılıç camisinin duvarında kulübesi bulunan ayakkabıcı Velinin kulübesini taşlardı. Bugün bu konuyu niye mi anlatıyorum geçenlerde mecliste ana muhalefetten bir vekil yavru muhalefetin liderine kavgada bile söylenmeyecek bir sözün geçmişte bu günün şartlarındaki en iyi dostunun en ağır hakaretlerini hatırlatılınca liderin vekilleri tarafından tecavüze uğraması. Darp edilmeye kalkışılması bana mahallemizin deli Mehmedini hatırlattı. Hakaret eden kişi masum asıl saldırıya uğrayıp bu sözü niye söyledin utanmadan denmesi lazım gelen kişiyi son derece masum görüp hatırlatan vekil ise suçlu. Acaba dedim bu mahallemin deli Mehmet´i hortladı da meclise mi girdi anlamadım gitti ya. Rahmetli Demirel Ispartalı şivesiyle bir soru sordu mu sonunda derdi ki var mı bunun başka izah tarzı. Bende diyorum ki hakaret edene değil hakareti hatırlatana saldırının var mı başka bir izah tarzı. Varsa siz söyleyin derki büyükler merdivenleri çıkarken inenlere selam verirsiniz bakarsınız siz inerken onlara ihtiyacın olabilir