Oğuz Gümüşkaynak


Cumhuriyet kadınları


Şehrin en işlek meydanı Cumhuriyet meydanında üzerlerinde mavi gömlekleriyle şeker fabrikaları satılmasın diye imza toplayan yaşlımı desem orta yaşlımı desem bir gurup hanımefendi imza topluyor. Şeker fabrikaları halkındır cumhuriyetin kazanımlarıdır satılmasın diye ben akşam üstü uğradım tesadüfen belliki günün erken saatlerinde gelmişler yorulmuşlar. Duyarlılıklarından dolayı tebrik etmek lazım. Belliki hepsi çocukluklarından itibaren çiftçilikten ekmek yemişler bir kilo şekerin bir avuç buğdayın tarladan sofraya gelişini iliklerinde yaşamış çiftçi kızları sesleri kesilmeye de başlamış. Çocuklarımıza şeker yerine zehir yedirmeyeceğiz isyanı var dudaklarında akşama kadarki uğraşları akşama doğru oluşan yorgunluk bunlar. Atatürk cumhuriyetinin son neferleri isterdim ki gencecik insanlar ülkelerinin fabrikalarına cumhuriyetin değerlerine sahip çıksın ve onlar fabrikalar halkındır. Fabrikalar cumhuriyetin değerleridir desin. Cehaletten boş vermişlikten geçinen siyası bir yapının olduğu iyi ki ben okumamışım diyen insanların gencecik beyinlerini zehirleyen din tüccarları insanların kafalarını karıştıran gencecik insanların kafalarını ya örümcek ağıyla ören yada boş vermiş bir dünyada sadece boş şeylerle insanların beyninde düşüncenin düşünmenin sadece boş şeyler olduğunu vergiyle ayakta durup üretmeyen sadece tüketen bir toplumun yaratıldığı ülkemden ne beklerizki. Beli bükülmüş suratı kırışmış bayanlar hala Cumhuriyet ve onun değerleri için mücadele ederken torunlar nerede olabilir ki? Endişeleniyorum torunlarımın geleceği için korkuyorum ülke karanlığa değil ülkem bataklığa doğru hızla yol alırken sıra sıra şehitler gelirken hala şans oyunlarından hala maç sonuçlarından geçinen ülke benim ülkem olamamalı. Benim ülkem çıktık açık alınla on yılda her savaştan on yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan diyenlerin ülkesi olmalı?